Afet üstüne afet

Acılar dinmiyor. Depremin vurduğu afet bölgesi bu kez de sele kapıldı an itibariyle can kaybımız 15'e yükseldi. İzlemek bile yürekleri dağlıyor, depremzede yurttaşlarımızın barınmaya çalıştığı derme çatma çadırlar sular altında kalmış. Canlar selde yok olup gitmiş, acılı yürekler yeniden yanmış. Bir yanda sular içinde kalan bebeler, çaresiz afetzedeler bu kez de sel felaketi ile boğuşur olmuş. Sular altında kalan çadır kentlerde yakacak da yok, elektrik de yok zaten çadır kentler de tahliye olmuş. Yokluklarla yaşama tutunmaya çalışan depremzede 'bize çadır verin' diye çığlık atıyor. 155 yıllık KIZILAY duymuyor mu acaba?

***

Afet bölgesinde acılar üst üste gelirken diğer taraftan depremzedelerin ihtiyaç listeleri açıklanıyor. Dinliyoruz televizyon ekranlarından, kahvaltılık verilemeyen yerler varmış. Alt alta okunuyor çay, şeker, kahvaltılık ve de hijyen ile temizlik malzemeleri. Dinlerken bile kahroluyoruz, peki tüm Türkiye'nin katıldığı 'Türkiye Tek Yürek' kampanyasında toplanan bağış paralarına ne oldu? Allah aşkına biri cevap versin.

***

Yanıtını merak ettiğimiz o kadar çok soru var ki. Hani önümüz ramazan ya, şükür(!) ramazan gelmeden zamlar gelmeye başladı bile. Kırmızısı beyazı ete zam, süt ve süt ürünlerine zam, bakliyata zam ve devamı zam. Zammın efendisi de kırmızı et. Ayda değil, haftada gelen zam ile sonunda kıymanın kilosu da 300 TL. Olmuş, neden? Et fiyatlarındaki bu fahiş artışı sebebi üretici mi, tedarikçi mi?

***

Ramazan üstü vatandaşa bu zulüm neden? Et fiyatlarındaki bu artış neden durmuyor? Denetim nerede? İthalat çare mi? Ekonomistlerin dediğine göre nedeni öngörüsüz şekilde uygulanan canlı hayvan politikasının sonucuymuş.

***

Ehh bu arada ramazan fırsatçıları da devrede elbet. Dediğimiz gibi önümüz ramazan, sofralar bereketli geçsin istiyoruz. Ama görünen o ki, bu ramazanda da iftar sofralarının pek tadı tuzu olmayacak. Gıda ürünlerinin etiketleri her geçen gün değişirken vatandaşın da alım gücü epey düştü. Kimse gönlünce ramazan alış verişini yapamaz oldu, günlük repliğimiz 'zam' denen bücür kelime oldu.

***

Hafta sonuna ekonomik yakınmayla başlamak elbette istemezdik, amma velakin bırakmıyorlar ki, 'her şey yolunda, günlük gülistanlık' diyelim. Bırakın hafta sonunu, hafta başını. Vatandaş akşam zamla yatıyor sabah zamla kalkıyor rutine bağlandı. Neyi nasıl doğrultacağının hesabını kitabını yapmaktan milletin ruhsal dengesi bozuldu. Hep birlikte delirme kıvamına gelindi, bayağı bildiğiniz 'hunili deli' kıvamı. Sözüm de meclisten dışarı falan da değil.