Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü başta Antalya olmak üzere, bölge tarihini aydınlatacak çok önemli kazılara imza atıyor. Bunlar içinde Gökçeada’da Uğurlu, Muğla Seydikemer’de Girmeler ve Tlos gibi Antalya sınırlarını aşan kazılar da var. Anadolu’nun 10 binlerce yıllık geçmişine ışık tutan çapta kazılar bunlar. Örneğin Tlos kazısı, Likya’nın karanlıkta kalmış uçlarından birini, bu coğrafyanın yerel köklerini, kökenlerini, Anadolu kaynaklı bir uygarlık tarihini gün yüzüne çıkartıyor. Anadolu’daki tek Kronos Tapınağı Tlos’ta ortaya çıkarıldı. Uranus ve Gaia’nın çocuğu olan Kronos, Yunan panteonunda ‘Titanlar’ diye anılan tanrılarından biri. Genel kabule göre ‘zaman tanrısı’, fakat ‘hasat tanrısı’ da deniyor. Kronoloji, kronometre gibi sözcükler Kronos’tan geliyor. Mitolojiye göre Kronos, çocuklarını yerin derinliklerine hapseden babası Uranus’un hükümranlığına onun cinsel organını orakla keserek son verdi. O yüzden simgesi oraktır. Bu orak onun hasatla ilişkisi olarak da yorumlanıyor. Sonrasında kardeşi Rhea ile evlenen Kronos da, doğan tüm çocuklarını yutmaya başladı. Babasına benzedi yani. Bütün çocuklarını bu şekilde yitiren Rhea, son çocuğu Zeus doğduğunda onun yerine tanrıya kundakta bir taş yutturarak oğlunu kurtardı. Böylece kurtulan Zeus babası Kronos’a bir ilaç vererek, yuttuğu tüm kardeşlerini kusturdu. Bu da iki tanrısal kuşak arasında, Titanlarla Olympos tanrıları arasında savaşı başlattı. Zeus, kardeşlerinin ve devlerin desteğiyle savaşı kazandı. Diğer Titanlarla birlikte yeraltında zincire vurulan Kronos’un öyküsü böyle.
Hadrian’ın filozofları
Peki Kronos gibi unutulmuş bir Helen tanrısının Likya’da ne işi var? Bilsen Şerife Özdemir ‘Tlos Tanrıları ve Kültleri’ başlıklı doktora tezinde bu soruya cevap arıyor. MS 1. yüzyılın sonunda başlayan ve ‘2. Sofistik Dönem’ olarak adlandırılan sürece dikkat çekiyor bu araştırmasında. 2. Sofistik akım, Arkaik ve Klasik dönemlerin kültürel ve felsefi altyapısının yeni bir bakışla değerlendirildiği bir akım olarak, özellikle MS 2. yüzyılda da oldukça yaygınlaştı. Yunanistan ve Anadolu‘da rağbet gören bu akım özünde eski Yunan düşüncesinin yeniden canlandırılmasını barındırıyordu. Bu akımın en iyi takipçisi olarak bilinen Hadrian’ın desteklediği sofistler, kentler ve imparator arasında aracı konumuna yükselmişti. 2. Sofistik Dönem filozoflarının bu misyonu Anadolu‘nun görkemli bir dönem yaşamasını sağladı. Öyle ki, Roma’nın desteğini alan kentler büyümeye ve imparatorluğun simgesi olan pek çok mimari yapıyla donatılmaya başlandı.
Anadolu’da Helen yarışı
Dinsel gelenekler için de belirleyici olan bu süreç özellikle Hadrian döneminde yeni bir ivme kazandı. Her yönüyle Helen hayranı olan Hadrian, Yunan klasiğinin yeniden canlandırılması için Atina’da Panhelenik Birliği kurdu ve kendini yaşayan ilk imparator tanrı ilan etti. Onun bu tavrı, imparatorun gözüne girmek isteyen kentlerce fırsata dönüştürüldü. Kıta Yunanistan kentlerinin doğrudan katılabildiği Panhelenik Birliğe girmek isteyen Anadolu kentleri, geçmişlerini bir şekilde Helen tarihine bağlamaya, bu konuda efsaneler uydurmaya başladı. Anadolu‘dan 38 kentin bu birliğe dahil olduğu biliniyor. Panhelenik kimlik ve II. Sofistik dönemin felsefi altyapısıyla şekillenen bu süreç Likya bölgesini de etkiledi.
Kronos’un içinde Trqqas
Tlos’ta Kronos tapınımının MS 1. yüzyılda birden ortaya çıkışı ve 2. yüzyılda iyice yükselmesi dönemin değişen düşünsel ve kültürel yapısının bir sonucu olarak görülebilir. Kronos tapınımı sadece Roma’ya yaranmak için ortaya atılmış yeni bir kült değil, akıllıca tercih edilmiş bir Helen tanrısı ismi altında, kentin geçmiş çağlarına uzanan bir tanrısal inancın yeniden yüceltilmesidir. Likya’nın dinsel yapısı Klasik Dönemde bile Luvi geleneklerinin hala izlenebildiği bir görünüşe sahiptir. Ön plana çıkan tanrıların başında ise Tarhunt’a eş tutulan Trqqas gelir. Klasik dönem Likçe metinlerinde ismi sıklıkla anılan tanrı, Tlos’ta ele geçen yazıtlarda da tespit edildi. Bu yazıtlardan birinde başta Trqqas olmak üzere Eni Mahanahi ve Maliya gibi yerli tanrıların isimleri yer alıyor. Batı Likya kentleri Pınara, Telmessos ve Kadyanda‘yı da kapsayan bir kutsal yasa olarak yorumlanan yazıt, Tlos’un bu kentler arasında bir dini merkez rolü üstlenmiş olabileceğini düşündürüyor. Yani Tlos, Batı Likya inancının Vatikan’ı olarak görülebilir. Ayrıca Trqqas’ın Kronos ile özdeşleştirildiği de anlaşıyor. Tloslular belli ki politik bir manevra yaparak, kendi öz ve eski tanrıları Trqqas’ı Helen tanrısı Kronos’un içine adapte edip yaşattılar. Yani Kronos’un içine Trqqas’ı gizlediler. İşte bu tapınak bize bunu anlatıyor.