Kilikya bölgesi ele geçirilmesi zor, ele avuca sığmaz, otorite kabul etmez, asi, belalı bir coğrafya olarak anıldı antik çağlar boyunca. Roma resmi tarihi, ‘korsan’, ‘haydut’, ‘eşkıya’ diye kaydetti Kilikya insanını. Osmanlı’ya ayak direyen Dadaloğlu da buralarda dolaştı bir müddet. Yaşar Kemal’in ‘İnce Memed’i de aynı coğrafyada yazıya düşer. Coğrafya ekmeği, ekmek insanı, insan tarihi biçimlendirir. Kilikya tarihi bu çizgiyi en net haliyle göreceğiniz bir laboratuvar. Alanya’dan başlayıp İskenderun körfezine uzanan bir coğrafyadan bahsediyoruz. Dağlık Kilikya ve Ovalık Kilikya diye ikiye ayrılıyor.
Syedra’nın kutsal mağaraları
Alanya’da, Dağlık Kilikya’nın batı ucunda duran Syedra’nın tarihi, MÖ 7. yüzyıla kadar iniyor. 13. yüzyıla kadar varlığını sürdüren kente Batı Kapısı’ndan girdik. İçinde suların kaynadığı Syedra, Kaynak Mağarası ve Vaftiz Mağarası diye anılan iki kült alanına sahip. Vaftiz Mağarası’nın freskleri günümüzde de seçiliyor. İnsanın dağla, kayayla, suyla, kaynakla ilişkisini özetliyor bu iki mağara. Bu kaynaklardan gelen su, büyük boyutlu ve içi sıvalı sarnıçlarda depolanmış. Kentin doğusunda iki katlı, görkemli bir hamam duruyor. Hamamda bulunan Herakles’in 12 işinin anlatıldığı mozaik Alanya Müzesi’nin bir salonunda sergileniyor. Hamamın önünde de 10 metre genişliğinde, 250 metre uzunluğunda, bir yanını kayalığa vermiş sütunlu cadde… Heroondan (kahraman mezarı) başlayıp hamama uzanan bu cadde, kentin merkezi…
Korsanlar hakkında kehanet
Pamfilya, Likya gibi batı bölgeleri için Hadrian neyse, Kilikya için de Septimus Severus odur. Askeri bir iktidar kuran, Roma ordusunu güçlendiren Septimus Severus, doğudaki Partlarla ve Doğu Akdeniz’e yayılan korsanlarla savaşırken Kilikya coğrafyasını üs olarak kullandı. Septimus Severus’un MS 194 yılında, ‘haydutlar’ ve ‘dinsizlere’ direnen halkı kutladığı mektup, sadece Syedra tarihine değil, Kilikya’nın kimliğine de ışık tutuyor. Taşa kazınan bu mektup da Alanya Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Müzede sergilenen başka bir yazıt da, akropoliste bulunan “Kehanet Yazıtı”. Korsanlara karşı yürütülen mücadelede kimin yanında yer alacaklarına karar veremeyen Syedralılar, Klaros’taki ünlü kehanet merkezine başvurur. Klaros rahipleri, Hermes’in savaş tanrısı Ares’i zincirleyip Dike’ye teslim etmesini ve Dike’nin Ares’i yargılamasını gösteren heykeller dikilmesini ister. Ares korsanları, onu zincirleyen Hermes ve yargılayan Dike ise Syedra halkını temsil eder. Syedra sikkelerinden bu heykel grubunun kent meydanına dikildiği anlaşılıyor. Yazıt da kehaneti günümüze kadar taşıyor.
Alanya ve Gazipaşa’ya bütçe
Syedra kazılarına bu sezon iyi bir bütçe verildi. Duyduğumuza göre 21 milyon lira. Kentin antik merdivenleri 200 basamak kadar açıldı. Sütunlu Cadde baştan aşağıya ayağa kaldırıldı. Söylendiğine göre Büyük Hamam’ın üstü kapatılacak ve tamamı zemin seviyesine kadar kazılacak. Son dönemde, Batı Kilikya denilen ve Antalya’nın Alanya, Gazipaşa ilçelerini de kapsayan bölge kazılarında önemli bir artış var. Gazipaşa’daki Selinus ve Alanya’daki Antiocheia Ad Cragum kazıları da bir yandan sürüyor. Likya, Pamfilya ve Pisidia’ya yüklenen Antalya arkeolojisi Batı Kilikya’ya fazla zaman ayıramadı. 250 civarında antik yerleşim ve binlerce arkeolojik sit alanına sahip bir bölgeden bahsediyoruz. Nazım Hikmet, Kuvayı Milliye Destanı’nda, “Allah büyük / ama kayık küçük” diye aktarır bir Yahudi’nin ağzından. Antalya’ya uyarlarsak, “Bölge büyük, ama bütçe küçük”. Sadece bütçe de değil tabii, kadro, vizyon, niyet, bakış açısı da küçük. Oysa tarihe, bilime, arkeolojiye yapılacak yatırım, bu toprakları tek başına sürükleyip götürür, amiyane tabirle ‘para basar’. Sadece tarihi ve kültürel mirasla refah içinde yaşar, düzgün, çağdaş bir bütçeye sahip oluruz.