Kültür ve Turizm Bakanlığı, 20 Mart 2025 tarihinde yaptığı açıklamayla, müzenin depreme dayanıksız olduğu ve artan depolama ihtiyacı gerekçesiyle yıkılacağını duyurmuştu. Müzenin 7 Temmuz’da kapatılacağı haberini alan yurttaşlar ise 5 Temmuz’dan itibaren harekete geçti. Müze önünde düzenlenen eylemlerle birlikte kamuoyundan yükselen tepkiler artarak devam etti.
AFİŞLER İÇERİ ALINMADI, AÇIKLAMA DIŞARIDA YAPILDI
Müze bahçesine toplanan kalabalık afişlerin müze bahçesine sokulmasına izin verilmemesi üzerine bahçenin dışına çıktı. Açıklama dışarıda yapıldı. Müze Çalışma Grubu üyeleri, her bir afişte müzenin neden korunması gerektiğine dair bilgi ve belge sunduklarını belirtti.
‘YIKIM KARARI CEPTE TUTULDU’
Etkinlikte konuşan Prof. Dr. Hilmi Uysal, yıkım kararının yıllar öncesine dayandığını ancak bu sürede hiçbir güçlendirme çalışması yapılmadığını vurguladı: “2020 tarihli bir yıkım raporundan söz ediliyor. Madem öyleydi, neden yıllarca beklediniz? Güçlendirme yapılmadıysa bu bir ihmaldir. Anlaşılıyor ki, bu karar cebinizde tutuldu, zamanı gelince uygulamak üzere bekletildi” dedi.
Uysal ayrıca binanın yarışmayla seçilmiş nadir bir mimari yapı olduğunu hatırlatarak, “Çirkin dedikleri bina, dönemin en önemli sanatçı ve müzecilerinin seçimiyle inşa edilmiş. Şimdi utanmadan çürük ve çirkin diyerek yıkmaya çalışıyorlar. Bu açıkça niyeti belli bir yıkımdır” ifadelerini kullandı.
Müzenin yıkılması halinde bunun yalnızca Antalya için değil, dünya müzecilik tarihi açısından da büyük bir kayıp olacağını vurgulayan Uysal, “Bu bir kültür cinayetidir ama engelleyebiliriz. O nedenle buradayız” dedi. Kalabalığa seslenen Uysal, “Gücünüzü bilin. Yarın daha kalabalık olmalıyız” çağrısında bulundu.
MÜZE NÖBETİ
Açıklamaların ardından grup tekrar müze bahçesine girerek müzik eşliğinde oturma eylemi gerçekleştirdi. Her akşam saat 18.00’de müze önünde nöbet tutulacağı duyuruldu. Müze Çalışma Grubu, halkı her gün dayanışmaya davet etti.