ÖZEL HABER

Antalya’nın geleceği nasıl şekillenecek?

Antalya, son yıllarda artan iç ve dış göç hareketleriyle dikkat çekerken, bu demografik dönüşüm kentin sosyal yapısından konut piyasasına kadar birçok alanı etkiliyor

Antalya, son yıllarda hem iç hem dış göçte önemli artışlar yaşarken, bu hareketlilik kentin demografik yapısını derinden etkiliyor. Avrupa’dan gelen yerleşimciler ve zorunlu nedenlerle gelen sığınmacılar da kente farklı göç dinamikleri kazandırıyor. Uzman Sosyolog Funda Alpaslan Talay, bu çeşitliliğin doğurganlık oranından yaş dağılımına, kültürel yapıdan konut piyasasına kadar çok yönlü etkiler yarattığını belirtiyor.

ÇOK KATMANLI GÖÇ YAPISI
Antalya’ya yönelik iç göç ve dış göç hareketlerinin son yıllarda değişim gösterdiğini belirten Uzman Sosyolog Funda Alpaslan Talay, “Son yıllarda Antalya, hem iç hem dış göç açısından dikkat çekici bir artış göstermektedir. İç göçte, özellikle büyükşehirlerdeki yaşam maliyetlerinin yükselmesiyle birlikte, Antalya iklimi, yaşam kalitesi ve istihdam olanakları nedeniyle cazibe merkezi hâline gelmiştir. Emekli nüfusun yanı sıra genç işgücü de kente yönelmektedir. Dış göçte ise, hem turistik özellikleri hem de iklimsel konforu nedeniyle Avrupa ülkelerinden gelen yerleşimciler ve savaş, yoksulluk gibi zorlayıcı nedenlerle gelen sığınmacılar arasında farklı dinamikler barındıran bir çeşitlilik söz konusudur. Antalya, bu anlamda çok katmanlı bir göç yapısına sahip bir kent hâline gelmiştir. Bu çeşitlilik ise beraberinde hem kültürel zenginlik hem de uyum politikalarına olan ihtiyacı artırmaktadır” dedi.

ANTALYA’DA GÖÇÜN DEMOGRAFİYE ETKİSİ
Göçmen nüfusun Antalya’nın demografik yapısına olan etkilerine değinen Talay şu ifadelere yer verdi; “Göçmen nüfus, Antalya’nın demografik yapısını çok boyutlu şekilde dönüştürmektedir. Genç göçmen nüfusun artışı doğurganlık oranlarını ve yaş dağılımını etkilemekte; emeklilerin göçüyle birlikte yaşlı nüfus oranı da artmaktadır. Ayrıca farklı kültürel kimliklerin kente dâhil olması, etnik ve dini çeşitliliği artırmakta; bu da kent kimliğini çokkültürlü bir yapıya doğru evirmektedir. Ancak bu değişim, sosyal hizmetlere olan talepte artışa, konut piyasasında baskıya ve toplumsal uyum sorunlarına da yol açabilmektedir. Antalya’nın göçle şekillenen bu demografik dönüşümünde sosyal politikaların rolü, adaletli ve kapsayıcı bir kent yapısının inşasında belirleyici olacaktır.”

ANTALYA’DA GÖÇÜN GELECEĞİ
Gelecek dönemde Antalya’da demografik yapıyı ve göç hareketlerine vurgu yapan Talay, “Eğer mevcut ekonomik, iklimsel ve sosyal eğilimler devam ederse, Antalya’nın göç almaya devam edecek bir kent olmaya devam edeceğini öngörebiliriz. Ancak göçün yalnızca sayısal değil, niteliksel yönü de önemlidir. Antalya, sadece barınma ve geçim imkânı sunan bir kent değil; aynı zamanda toplumsal uyumu sağlayan, göçmenlerin ve yerleşiklerin birlikte yaşam pratiklerini güçlendiren bir sosyo-kültürel yapı inşa etmek zorundadır. Aksi takdirde mekânsal ayrışma, sosyal dışlanma ve kültürel gerilim gibi sorunlar derinleşebilir. Gelecek dönemde, göç politikalarının kent planlamasıyla entegre biçimde yürütülmesi, demografik yapının sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynayacaktır” dedi.