Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl 32’ncisi düzenlenen festival, 14 Eylül’de Giacomo Puccini’nin unutulmaz eseri Turandot operasıyla başlamış, 17 Eylül’de ise Mikis Theodorakis’in ezgileri eşliğinde sahnelenen Zorba balesiyle devam etmişti. Bu akşam Aspendos’un tarihi atmosferinde sahnelenecek Kuğu Gölü, Marius Petipa ve Lev Ivanov’un klasik koreografisinden yola çıkılarak Ricardo Amarante’nin özgün yorumuyla sahneye taşınıyor.
MASALSI BİR HİKAYE
Marius Petipa ve Lev Ivanov’un klasik koreografisinden yola çıkılarak Ricardo Amarante’nin özgün yorumuyla sahneye taşınan Kuğu Gölü, gerçek aşkın gücünü ve kaderin değiştirilemezliğini konu alıyor. Prens Siegfried’in 21. doğum günü onuruna düzenlenen şölende başlayan hikaye, ormanda gizemli kuğularla karşılaşmasıyla masalsı bir boyut kazanıyor. Gecenin karanlığında kuğular genç kızlara dönüşür; içlerinden biri, büyücü Rothbart’ın lanetiyle kuğuya çevrilmiş olan Prenses Odette’tir. Siegfried, Odette’e aşık olur ve laneti bozmak için sadakat yemini eder. Ancak kara büyücünün hilesiyle yanılır. Gerçek aşk, fedakarlık ve trajedinin iç içe geçtiği bu destansı eser, hem görsel hem de duygusal yoğunluğuyla dikkat çekiyor.
ASPENDOS’UN EŞSİZ ATMOSFERİNDE SANAT ŞÖLENİ
2 bin yıllık tarihiyle dünyanın en iyi korunmuş antik tiyatrolarından biri olan Aspendos, bu özel eserin görkemini daha da artırıyor. Taş duvarlarda yankılanan Tchaikovsky’nin notaları, dansçıların zarafetiyle birleşerek sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak.
Sanatseverler, bu akşamki Kuğu Gölü gösterimiyle Aspendos’un büyülü atmosferinde adeta başka bir dünyaya yolculuk edecek.