Ateşten gömlek...

İddianamesi yazılmadığı için nedenini kimsenin bilmediği bir şekilde cezaevinde tutuklu bulunan Başkan Muhittin Böcek’in koltuğunda Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili sıfatıyla Büşra Özdemir oturuyor yaklaşık bir aydır.

Çalışıyor, çabalıyor, Büyükşehir’in hizmetlerine aynen bir ay önceki gibi hatasız, kusursuz devam edebilmesi için büyük bir efor sarf ediyor. Az konuşuyor, çok koşuyor, her yere yetişmeye çalışıyor. Görevinin sadece belediyeyi yönetmek değil; partisinin üzerinde gezinen kara bulutlarla mücadele etmek, içerde ve dışarda tüm dengeleri gözetmek, bir aydır belediyeyi dört koldan didik didik eden soruşturma ve kovuşturmalara vakur bir şekilde hem yardımcı olmak hem de bunu yaparken dimdik durmak olduğunu biliyor.

Kendini bildi bileli içinde olduğu partisinin belki de iktidara en yakın olduğu en güzel zamanlarını yaşadığını da biliyor; bu kutsal görevi tarihin siyasi olarak en zor zamanında üstlendiğini de biliyor...

Büşra Özdemir’in işi hiç de kolay değil, üstlendiği görev kelimenin tam anlamıyla ‘ateşten gömlek’...

Peki, bu şehirde yaşayanlar, bu şehirde yaşayan CHP’liler, bu şehirde CHP’ye oy vererek Büyükşehir’i Muhittin Böcek’e iki dönem teslim etmiş olan seçmenler böyle bir ortamda Özdemir’den ne bekler?

Başlatılan proje ve yatırımları devam ettirmesini... Söz verilen projeleri, yatırımları söz verildiği şekilde başlatmasını... Belediyenin asli görevi olan hizmetlerini eksiksiz sürdürmesini... Ve Muhittin Böcek’e tarihte ilk kez üst üste Büyükşehir’i kazandıran hizmet stratejisini, tüm nüanslarıyla sürdürülebilir tutmasını...

Bunlarda bir sorun var mı? Yok...

Bu saydıklarımızın hepsini layığıyla yerine getiriyor mu? Evet...

Şu kısa dönemde de olsa ayağının tökezlediği, bir yanlış yaptığı, ona inananları mahcup ettiği oldu mu? Hayır...

E o zaman, bu memleketin demokratları, özgürlükçüleri, Antalya sevdalıları, özellikle Büşra Özdemir’in partidaşları, CHP’liler ne yapmalı?

Yapılacak şey çok basit; Büşra Özdemir’in giydiği ateşten gömleğin bir ucundan tutmak, bir damla suyla da olsa o gömleğin önce Büşra Başkan’ı, sonra hepimizi yakmasının önüne geçmek...

Peki, öyle mi yapıyorlar? Hayır...

Aksine o ateşten gömleğin etrafında boş boş rüzgar yapıp, ateşi harlamaya çalışıyorlar.

Sebep... Malum... Büşra Özdemir, böyle başarılı şekilde aslanlar gibi devam ederse büyüdükçe büyür, bizim önümüz kesilir korkusu.

İşte tam da bu nedenle Özdemir’i yıpratmak için adeta bir kara propaganda var ortalıkta...

Yazıyorlar, yazdırıyorlar. Gerçi iftiralarını okuyan, anlayan, anlasa da bu kara propagandaya gülüp geçmeyen yok ama insan bu şehirde yaşayan biri olarak utanıyor.

CHP’nin ilçe seçimlerine karışıyormuş Büşra Özdemir. Mesele bu...

Bilmeyenler için meseleyi özetleyim (Gerçi 3 milyonluk Antalya’da 3 kişi okumuştur bu saçmalığı da ben geri kalan 2 milyon 999 bin 997 kişi için anlatayım).

Büşra Özdemir’i Konyaaltı İlçe seçimleri için çalışma yapmakla, üyeleri arayıp kendi istediği isimlere oy vermelerini istemekle suçluyorlar.

Oysa kendileri de biliyor, onyıllardır Konyaaltı’nın kılcal damarlarına hakim olan Büşra Özdemir’in kimseyi aramadığını... 1’er dakikalık 3 telefon görüşmesi yapsa toplam 3 dakikada bu iftiraları atanların yıllarca uğraşsa yapamayacaklarına imkanı olduğunu... Onlar da biliyor Büşra Başkan istese neler olabileceğini...

Aramasın, ilgilenmesin, kifayetsiz muhterislerin önünü kapatmasın diye yalan söylüyorlar, yalan yazıyorlar...

Onlara iki çift sözümüz var...

Barışçıl birinin savaştan anlamadığını sanmak büyük bir hatadır, bu hatadan vazgeçin, bu bir...

İkincisi; Büşra Özdemir gibi bu ülke geleceğinin parlayan yıldızlarını topunuzla tüfeğinizle söndüremezsiniz...

Ülke elden giderken bu ülke için ömürlerini feda edenlerin yapacak çok işi var... O yüzden siz az ötede oynayın!