Bir deli yağmur!

Üreticiyi telef etti. Şiddetli yağış, tarım alanlarını vurdu, cam seralar suyla doldu. Kumluca'dan tutun da Aksu, Serik ve daha ötesi Gazipaşa'da sera ve meyve bahçeleri ağır hasar gördü. Üreticinin alın teri yerle bir oldu. Zaten borç harç içinde olan Antalyalı çiftçinin hali perişan. Bölgede kriz masası kurulmuş. Artık devlet çiftçinin elinden mi tutar, gövdesinden mi? Çiftçi destek bekliyor. Çiftçinin çok ciddi desteğe ihtiyacı var.

* * *

Kuvvetli yağış ve fırtınanın bilançosu ağır oldu. Tarım arazileri sular altında kaldı, çiftçinin emeği, ürünü çamura kardı. Özellikle de cam ve plastik seraların yoğun olduğu bölgeler Aksu, Serik'te hasar büyük oldu. Domates, biber ve salatalık ekili seraların camları kırılırken, plastik örtüler kullanılmaz hale geldi. Hasar yenice belirleniyor. Şiddetli yağış ve fırtına, üreticiyi de müdahalede çaresiz bıraktı. Çünkü Antalya'da tarım demek sera demek, sera da ürün demek.

* * *

Bölgede kriz masası kurulmuş. Üretici zaten krizde. Tarım Kredi Kooperatiflerine borç, bankaya borç. Peki ürünü para ediyor mu? Çarşıda pazarda, manav tezgahında 7-8 liranın altında sebze meyve yok. Üreticinin tarlasında çıkış fiyatı ne kadar. Verilen onca emeğin, çilenin, sabrın ederi ne kadar?

* * *

Şimdi ne yapsın üretici? Seralar yağmura fırtınaya, ürün deseniz seranın çamuruna teslim olmuş. Emekler yok olmuş. Kendisi borç kıskacına, borçlar da faiz kıskacına sıkışmış kalmış. Tek umudu devletten gelecek destek. 'El tetikte kulak kirişte' misali bekliyor Ne zaman gelir onu da Allah bilir.

* * *

İşte bir deli yağmurun yaptığı. Çiftçinin beklediği yağmur aylarca gelmedi, gelemedi. Sonrasında da şiddetinden yıkıp geçti. Adabıyla yağsaydı da beklenene değseydi olmaz mıydı. Hasarı da derdi de büyük çiftçinin. El uzanmadan kendi başına ayağa kalkması çok zor. Biran önce destek.