Hiç uzatmadan, doğrudan konuya gireyim. Kanal V'nin sahibi Okan Kaya cezaevinde… Medyanın büyük bölümü sağır ve dilsiz… Yazan, gündeme getiren birkaç kalem var sadece. Bunlardan biri de benim. Şu ana kadar Ters Köşe’ye taşımadık ama sosyal medya hesabımdan tarafımı duyurdum. Dedim ki: “İnsan dostuyla, düşmanıyla anılır. Mesela düşmanlarım, benim durduğum yeri, çizgimi gösterir. Onlarla aynı yolda yürümeyiz. Onların adını dillendirmekten çekinmem; hatta onların karşısında olduğum için gurur duyarım kendimle. Dostlar da öyle… Hayatım boyunca çok iyi dostlarım oldu. Üstelik düşmanlarımdan daha güçlü, daha yürekli, daha kararlı… Bunlardan biri de Okan Kaya’dır. Ölüm döşeğinde, karanlık komalarda direnirken varlığını hissettim. Cezaevine düştüm, Okan’ın eli vardı çevremde. O zor günleri ve zor günlerin insanı Okan’ı asla unutamam. Unutmayacağım. Şimdi Okan Kaya aynı durumda. Hakkındaki dosyanın ayrıntılarını bilmiyorum. Adliye koridorlarında dönüp dolaşan bir dosya… İş yapmış, para almış… Görünen o. Hakkındaki iddialar her ne olursa olsun, Okan Kaya benim dostumdur, kardeşimdir. Cezaevinde yalnız değildir. Hukuk mücadelesinde yalnız değildir. Yanındayız, yöresindeyiz, çevresindeyiz. Biz de oradayız”…
KONSER YAP, CEZA AL
Ben bu çizgideyim. Halen devam etmekte olan bir soruşturma var. İddianame hazır değil. İtirafçının beyanlarında Okan Kaya’yla ilgili net ifadeler yok. Şikayetçi Zafer Süral, Manavgat Belediyesi’nin Okan Kaya’ya düzenlettiği konserin parasını kendisinin ödediğini söylüyor. Elimizdeki bilgi bu kadar… Belediyenin konserini Okan Kaya yapmış mı? Yapmış. Ses sistemini, sahneyi, podyumu kurmuş mu? Kurmuş. Süral, sponsorluğu kabul edip, faturayı ödeyeceğini beyan etmiş mi? Etmiş. Parayı ödemiş mi? Ödemiş. Yani Okan Kaya konseri yapmış, faturasını kesmiş, parasını almış. Bundan dolayı tutuklama olmaz. Tutuklama tedbir amaçlı olur, bir cezaya dönüşemez. Görünen o ki ortada peşin bir cezalandırma var. Oldukça tuhaf.
KADIN DÜŞMANI MEDYA
Meselenin bir boyutu bu… Diğer boyutu ise bir medya organı tarafından yürütülen kampanya… Cezaevindeki Okan Kaya’nın eşiyle uğraşıyorlar. Hayasızca bir saldırı… Şimdi sorsan bunlara racondan, edepten, ahlaktan, dinden, imandan bahsederler. “Şöyle delikanlıyız, böyle adamız” diye mangalda kül bırakmazlar. Kadın girişimci, kadın yatırımcı, kadın gücü haberlerini de orasına burasına yayarlar gazetenin. Kadınların, kadın haklarının, kadın emeğinin yılmaz savunucularıdır hesapta. Fakat Okan Kaya’nın eşini, bir kadını hedef göstermekten, ateş etmekten de zerre çekinmezler. Bir zamanlar gölgesine bile laf söyleyemedikleri Okan Kaya cezaevine düşünce, gidip eşiyle uğraşıyor bu fasulyeden medya. Söz konusu medya canlıları bu kadar delikanlı(!) yani...
15 TEMMUZ DÜŞMANLIĞI
Ne demişler? “Eşler sahnede. Okan Kaya’nın eşi şirketin başına geçti. Pervasızca işlere devam ediyorlar”. Okan Kaya’nın eşi zaten işinin gücünün başındaydı. Sahneye yeni çıkmadı yani. ‘Pervasızca’ devam edildiğini söyledikleri iş de, 15 Temmuz etkinlikleri. Kendi kanallarında 15 Temmuz programını yayınlamayıp, Kanal V'nin o etkinlikleri organize etmesini, canlı olarak yayınlamasını ‘pervasızlık’ olarak görüyorlar. Tam bir FETÖ’cü ağzı. 15 Temmuz’u kendi televizyonlarında yayınlamamaları da böylesi bağlantıları, örtülü ilişkileri, karanlık geçmişi akla getiriyor. Kocaman bir ‘acaba’ sorusu duruyor ortada. Antalya Valisi’nin; 15 Temmuz programını ‘pervasızlık’ olarak gören, hedef gösteren bu güruha birkaç laf edeceğini düşünüyorum. Patron cezaevindeyken, Kanal V çalışanlarının her yıl olduğu gibi 15 Temmuz’da sahneyi boş bırakmaması, kabloları çekmesi, spotları yakması, ses düzenini kurması, yayına girmesi takdir edilmesi gereken bir davranışken, karanlık hesaplarla hedef haline getiriliyor. Devlet bu meselenin neresinde olacak şimdi? Hadi görelim bakalım…