Bu kez alarm beyaz ette!

'Alt tarafı tavuk' deyip geçmeyin. Kanatlı sektörü de artan maliyetlere yetişemeyince konkordato ister olmuş. Üretim düşünce beyaz et sektörü de alarm vermeye başlamış. Ve de üretici, nakit sıkışıklığından dolayı yem alamayınca, milyonlarca tavuk aç kalma tehdidiyle karşı karşıya kalmış. Yani beyaz et üreticisinin hali vahim. Bu durumda ne olur, büyüklerimiz beyaz ette de ithalat reçetesini mi sunar? Üreticiye destek fonu yerine.

* * *

Çoğu beyaz et üreticisi, artan maliyetlere dayanamayıp üretimini sonlandırırken 1 Şubat tarihinden itibaren de kümeslere civciv koyamayacaklarının haberini veriyor. Bu arada, Kanatlı Hayvan Eti Üreticileri Merkez Birliği'nin verdiği bilgiler de oldukça can sıkıcı. Rakamlar çok ciddi. Sayılara fazla boğulmadan, ülke genelinde bulunan 14 bin firmanın yüzde ellisinin kapandığı, yani kepenk indirdiği yönünde.

* * *

Maliyetler katlandı böyle oldu. Üretim tesisleri, son bir yılda yüksek kurun etkisiyle ortalama yüzde 52 artan girdi maliyetlerinin, bazı kalemlerde yüzde 100'ü bulmasıyla tesisler bu yükün altından kalkamamaya başlamış. Ve artan maliyetler karşında cepten yemeğe başlamış, üretimi devam ettirmek için. Tabii nereye kadar, sonuç mu ya kayyum, ya da konkordato ve tahsilat sıkıntısı.

* * *

Kanatlı sektöründe durum bu olunca, piyasada da arz-talep dengesi, dengesizleşiyor. Zincirin halkası uzanıp tüketicinin boynuna dolanıyor. Beyaz ete zaten zam gelmişti yenice. Bu durumda zorlanan piyasa, tavuk etiketlerini de fırlatacak gibi. Yani tencerede tavuk pek kaynamayacak. Zaten dar gelirli kasaba desturla giriyor. Kırmızı etin yanına besmeleyle yaklaşıyor. Et deyince de beyaz etten başka bir şey aklına gelmiyor.

* * *

Akla gelmiyor dedim de, aklıma rahmetli anneannem geldi. Ve de İzmir Kemalpaşa'daki evinin bahçesinde beslediği tavukları geldi. Hepsinin de isimleri vardı, İbikli, Safinaz, Paçalı falan. O zamanlar altı üstü tavuktu, pek de itibarı yoktu hani. Şimdilerde kıymete binen tavuk, nerdeyse yurtdışından gelecek.