Burdur’un en büyük ilçesi olan Bucak, tarihi geçmişiyle dikkat çekiyor. Antik Çağ'dan itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapan ilçe, Pisidia ve Likya uygarlıklarının kesişim noktasında yer almasıyla stratejik bir öneme sahipti. Bölgedeki yerleşimin izleri, Roma ve Bizans dönemlerine kadar uzanıyor. İlçe sınırları içinde yer alan Kremna ve Milyos antik kentleri, o dönemde bölgenin önemli birer yerleşim merkezi olduğunu gösteriyor. Roma döneminde gelişen Bucak, anıtsal yapılar ve ticaret yollarıyla güçlenerek tarihi boyunca önemli bir konumda yer aldı.
1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Anadolu’ya yayılan Selçuklular, Bucak ve çevresinde hâkimiyet kurdu. Bölge, bu dönemde ticaret yollarının önemli bir durağı haline geldi. Selçuklular, hanlar, köprüler ve medreseler inşa ederek Bucak’ı bir ticaret ve kültür merkezi haline getirdi. Osmanlı döneminde ise Antalya-Burdur kervan yolu üzerinde bulunması nedeniyle konaklama ve ticaret açısından büyük bir önem taşıdı. Osmanlı’nın yönetim anlayışıyla gelişimini sürdüren Bucak, bu süreçte tarım ve hayvancılıkla da öne çıkmaya başladı.
PEKİ, BUCAK İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Tarihi kayıtlara göre, Bucak kelimesi Türkçe’de köşe, uç, kenar anlamına geliyor. Osmanlı döneminde küçük yerleşim birimleri için kullanılan bu terim, zamanla bölgenin adı haline geldi. Coğrafi yapısıyla dikkat çeken Bucak, dağlık ve engebeli arazisi içinde düz ve geniş alanlara sahip olmasıyla öne çıkıyor. Türklerin bölgeye yerleşmesiyle birlikte, bu tür açık ve düzlük alanlara ‘bucak’ denilmeye başlandı. Osmanlı arşivlerinde de Bucak ismi sıkça geçerken Cumhuriyet’in ilk yıllarında bir bucak merkezi olarak anılan bölge, 1958 yılında ilçe statüsü kazandı ve bu isim resmiyet kazandı.