Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde eski bir şehir varmış. Bu şehrin tek su kaynağı dokuz burmalı çeşmeymiş. Bu şehir çukur bir alanda yer aldığı için şehrin beyi halkına “Çeşmeyi açık unutursanız şehri su basar” diye uyarılarda bulunurmuş. Halk da beyinin bu sözlerine itiraz etmez çeşmeyi kapalı tutmaya özen gösterirlermiş. Lakin bir gün akşamüzeri bir genç kız, su doldururken yedi yıldır haber alamadığı ağabeyinin şehre döndüğü haberini alınca heyecandan çeşmeyi açık unutup evine koşmuş. Çeşme akmaya devam etmiş ve şehir sular altında kalmış.

Rivayete göre Çıldır Gölü dokuz burmalı çeşmenin suyundan meydana gelmiş. Kars ve Ardahan il sınırında bulunan, Doğu Anadolu’nun en büyük tatlı su gölü.

1-266

Kars’ta gezilecek ve görülecek yerler için bir günümüzü ayırdık ama birbirleriyle ters konumda oldukları için bir gün bize yetmeyecekti o yüzden kaldığımız otelin sahibi Yücel Bey’den yardım istedik. Bize bir araç ve rehber ayarladı.

2-213

İlk noktamız Çıldır Gölü oldu. Sarıkamış’tan sabah erkenden yola çıktık. Arabayla 2 saat sonra Çıldır’a ulaştık. Küçük bir tesis bulunuyor ama buraya gelene kadar uzun bir süre göle paralel göl manzaralı bir yolculuğumuz oldu. Hatta bir ara durup buzu kırıp balık avlayanları izledik. Bu manzara sanki bir İskandinav ülkesinde hissettirdi. Buzda balık avlamak fikri bile inanılmaz değil mi?

Bu biraz garip bir duygu; gözümüzün önüne serili bu uçsuz beyazlık bir göldü. İnanmamız, bu duyguyu kafamızda oturtmamız biraz zaman aldı. Hatta bu olay beni biran geçmişe götürdü. Çocuklarımın karla ilk tanışmalarını hatırladım. Onlara tuhaf gelmişti, hatta üzerine basamamışlardı, öylece kalmışlardı. Güneş gözlerimi kamaştırırken ben de ilk adımımı ağır çekimde attım ve pür dikkat dinledim; bir çatırtı sesi duyar mıyım diye.

3-172

Emin adımlarla ürkek yürüyüşüm görülmeye değerdi. Fantastik bir film karesi gibi gölün üzerinde yürüyordum sonra içimi çocuksu bir heyecan kapladı, koşmaya başladım. Gölün üzerinde yürüyebiliyorsam belki uçabilirdim de, neden olmasın? Dokuz burmalı çeşmeden akan suyun yavaş yavaş şehri yutmasını izliyordum. O an gözüme her şey mümkünmüş gibi göründü. Sanki başka bir boyutun kapıları açılmış beni içine çekiyordu…

Yanımdan coşkuyla geçen kızaklı fayton beni kendime getirdi. Kızaklı faytonlar ziyaretçilere gölün üzerinde kısa bir parkurda hiçbir yerde yapamayacakları bir deneyim yaşatıyorlardı.

4-133

Göl, Aralık ayı gibi donuyor, Mart ayının sonlarına doğru çözülmeye başlıyor. En derin noktası 40 metreden fazla, yöre halkının söylediğine göre buz kalınlığı ve gölün donuk kalma süresi iklim krizinden dolayı her geçen yıl azalıyor.

5-106

Soğuk su demek yağlı, lezzetli balıklar demektir. Burada da en çok Çıldır’ın sarı balığı meşhur. Yani sarı sazan ama maalesef iklim krizi ve yanlış avlanmadan dolayı bu tür de tehlike altında.

2000 metrede bulunan bu gölün etrafı bitki örtüsü tarafından tamamen çıplak yani sadece burası için söylemiyorum Sarıkamış Kayak Merkezi dışında Kars’ta orman ya da ağaçlık alan göremedim. Yolculuk ettiğimiz yolun sağında ve solunda uçsuz bucaksız tarlalar vardı.

Buzun erimesiyle beraber baharda gölün çevresi yemyeşil oluyormuş hatta bize “siz bir de baharda görün buraları” dediler. Fazla oyalanmadan Susuz Şelalesi’ne doğru yola çıktık.