Dağılsın artık kara bulutlar

Dışarıda deli gibi yağmur yağıyor, gök gürlüyor. Sanki Thor Antalya’yı ziyarete gelmiş; tepesi atmış gibi gökyüzünü bir savaş meydanına dönüştürmüş. Şimşekler çakıyor, her gök gürültüsünde yerimden sıçrıyorum.

Sadece Antalya’da da değil, Tüm Türkiye agresif yağışların etkisi altında kalmış gibi... Her gün farklı farklı şehirlerden sel haberleri geliyor. Her sene bir önceki seneye göre kuraklaşan bir coğrafya için yağışlar mutluluk verici bir haber olsa da bu kadar agresif olması korkutuyor.

Mayıs bitmek üzere ve hava hiç alışkın olduğumuz Antalya havası gibi değil. Mevsim geçişleri çok hızlı olan bir kentte yaşıyoruz. Bu şehre bir günde yaz gelir bir günde kış, biz buna alışkınız ama yaz gelmediği gibi günlerdir kasvetli, sıkıcı, tuhaf bir hava var.

Hava durumu ruh halimizi etkiliyor. Açık berrak tertemiz bir havada pozitif, neşeli, istekli ve enerjik yaşarken kapalı havalarda negatif, sanki hayat enerjimiz çekilmiş gibi isteksiz ve mutsuz bir ruh haline bürünüyoruz.

Bu son zamanlarda yaşadıklarımızın hava durumunu etkilemiş olabileceğini düşünüyorum.

Her insan ruh haline göre etrafına farklı bir enerji yayar ve bu yaydığımız enerji sürekli birbirleriyle etkileşim halindedir. Pozitif bir enerji aldığımızda olumlu, negatif bir enerji aldığımızda da olumsuz etkileniriz.  

Mayıs’ı fazlasıyla yoğun yaşadık. Toplumca büyük bir seçim atlattık. 14 Mayıs, 28 Mayıs derken her birimiz bu süreçte fazlasıyla değişik ruh hallerine büründük, süreç uzadıkça gerildik.

Bu süreci yaşarken hepimiz aslında ortak bir paydada buluştuk. Hepimizin kafasında bir belirsizlik, bir merak, bir kaygı oluştu. Süreç uzadıkça hepimiz gerildik. O farklı farklı yaymamız gereken enerji aynılaştı. Birleşerek kocaman bir kaygı bulutuna dönüşüp gökyüzüne yükseldi. Tabii gökyüzü bunu kabul etmedi ve agresif yağışlar olarak tepemize indi.

Enerjimizi yükseltme adına hayatımıza kaldığımız yerden devam edip güzel enerjiler yayarak o kara bulutları dağıtalım...