Huzurun ve sakinliğin adresi olarak tanımlayacağım bu şirin yer, yeşilin bin bir tonunu içinde barındırıyor. Coğrafya dersi gibi; göl, deniz, dağ… Hepsini aynı yerde görme şansı artı Kaunos Kaya Mezarları da bölgenin en büyük hediyesi.
Carette Caretta Granfondo Bisiklet Yarışı sayesinde kendimizi Dalyan’da bulduk. Gelmeden önce bisiklet dostu Caretta Hotel’de yerimizi ayırtmıştık. Telefonda Esra Hanım’ın enerjisinden ve samimiyetinden, artı otelin isminden dolayı burayı tercih ettik ve eşi Murat Bey’le bize resmen ev konforu yaşattılar. Onların da ilk sezonuydu. Esra hanımın çeşit çeşit yaptığı reçeller kahvaltılarımızı unutulmaz hale getirdi, keyifli sohbetler de yarış heyecanımızı yatıştırdı. Kendilerine sonsuz teşekkürler. Dalyan’da artık bir yuvamız var. Otelin en güzel yanı yakın bir zamanda tadilat görerek yenilenmiş ve her yer tertemiz. Akşam olduğunda odanızdan veya terastan ışıklandırılmış Kaunos Kaya Mezarları’nın tadını çıkartıyorsunuz. Manzara sizi rahatlatıyor ve bana göre buranın huzur sırrı bu mezarlardan geliyor. Bütün kötü enerjileri yok edip pozitif dalgalar gönderiyor. Herkes sakin, bisikletle geçtiğimiz köylerin köpekleri bile sakindi. Bu bölgede geçireceğiniz bir gün, haftalara bedel.
Otelde bizim gibi yarışa gelen bisikletçilerle de kaynaşma şansımız oldu. Özellikle biri bizim için çok özel oldu. Sevgili Siraç; başta kendisini çekik gözlerinden dolayı Koreli zannettik. Aşırı pozitif ve sevgi dolu bir insan, onun da enerjisi coşkusu resmen bulaşıcıydı. Bir sonraki yarışta görüşmek üzere Shiroium.
Dalyan’da çok sıkı bir yerleşme var. Çoğunlukla insanlar yaşadıkları evleri otellere dönüştürmüşler. O yüzden ortam çok samimi.
ÖLEMEZ DAĞI EFSANESİ
Yarış parkurunu teste çıktığımızda bir bisikletçiyle karşılaştık. Bisikletle Kaplıcalara kadar bize eşlik etti. Yol üzerinde çok uygun fiyatlı kaplıca da var. Bir yerin hikayesini en iyi yöre insanından dinlersiniz, anlattıklarını kitaplarda bulamazsınız. Parkurun dağ etabı Köyceğiz Gölü’nün etrafını dolaştırıyordu. Bir tarafı muhteşem göl manzarası, bir tarafı zengin bitki örtüsüyle dağ insanı kendinden geçiriyor. Hatta rivayete göre Lokman Hekim’in de bir gün yolu buraya düşer. Bölgenin temiz havası, zengin bitki örtüsü ve doğanın muhteşem güzelliğinden o kadar etkilenir ki “İnsan istese de burada ölemez” der ve buranın adı Ölemez Dağı olarak kalır. Yolunuz buraya düşerse mutlaka nar suyu için, bu bölgenin her şeyi efsunlu ve şifalı.
İZ TUZU PLAJI
Plaja kara yolu da var ama Dalyan’dan tekne turu bize daha cazip geldi. Her yer yürüme mesafesinde, otelden çıkıp kanala inmek 5 dakikamızı aldı. Kanal boyunca bir sürü işletme var ve tabii en uygunu belediye tesisi. Burada sizi plaja götürecek bir sürü tekne var, bu kanalda motorlu taşıt kullanımı carettalardan dolayı yasak. Buradaki teknelerin hepsinde motorun üzerine taktırılmış koruma var. Tercihimizi dolmuş teknelerden yana kullandık. Bilet gidiş-dönüş olarak satılıyor. Plajda istediğiniz kadar vakit geçirip biletinizi göstererek başka bir dolmuşla dönebilirsiniz. Yolculuk 45 dakika sürüyor Kaunos Kaya Mezarları’nı en yakın tekneyle görebiliyorsunuz.
Aşırı rüzgarlı bir yolculuğun ardından (yanınıza muhakkak ceket alın, biz birbirimize sarıldık) İz Tuzu Plajı’na ulaştık. Burada da işletme mevcut. Bana Patara’yı hatırlattı. Tek bir farkla; gölle denizin muhteşem buluşması. Çok rüzgar olduğu için denize giremedik ama sahilde bolca eğlendik. Yol boyunca gözlerimiz caretta aramışken iskelede devasa bir kaplumbağa görme şansı yakaladık ama tekneyi kaçırmamak adına fazla vakit geçiremedik.
Tadı damağımda kaldı, aklıma geldikçe yüzümde bir gülümse oluşuyor, huzurla dolup taşıyorum, bir daha gitmek için fırsat kolluyorum.