Değişmeyen tek şey…

Süper Ligde artık son 2 hafta. Antalyaspor ise son hafta Giresunspor deplasmanında ligi tamamlayacak.

Büyük umutlarla lige başladığımız, büyük hedefler koyduğumuz bir sezonu daha ligde kaldığımıza şükrederek tamamlıyoruz.

Aslında bu duruma tersten baktığımız zaman büyük bir felaketin de kenarından döndüğümüzü görebiliriz. Çünkü şayet küme düşmüş olsaydık mevcut borç durumu ile toparlanmamız hiç de kolay olmazdı. Yani işin iyi tarafından bakarsak aslında büyük bir yıkımın eşiğinden döndük.

Sevinmeli miyiz? Yoksa üzülmeli miyiz?

Aslında tam da kestiremediğimiz bir durumdayız.

Kümede kaldığımıza seviniyoruz çünkü aksi takdirde mevcut borç yüküyle büyük bir kaosun ortasında kalabilirdik.

Mevcut duruma üzülüyoruz çünkü sezon başında hayallerimiz ve umutlarımız çok daha yüksekti.

*****

1966 yılından itibaren Antalya çok değişti.

Çok büyüdü, çok kalabalıklaştı, Avrupa’da ve dünyada daha çok tanınır hale geldi.  

Turizm sayesinde milyonlarca turisti ağırlamaya başladı.

Türkiye’nin en kalabalık 5. şehri oldu.

Türkiye’nin büyümesine en büyük katkıyı veren illerin başında geldi.  

Ve 1966 yılından itibaren Antalya’da her şey değişti.

Yollar değişti, ulaşım değişti, binalar değişti, restoranlar değişti, sosyal yaşam değişti…

1966’dan beri Antalya’da değişmeyen tek şey ise Antalyaspor oldu.

1966’dan beri aynı yerimizde sayıyoruz.

Ligde kaldığımız için şükredip, Türkiye Kupası’nda iki kez finale çıkmaktan başka elle tutulur bir başarı gösterememişiz.

1966’dan beri Süper Lig’de 5’inciliğin üzerine geçememişiz.

Şapkayı önümüze koyalım ve düşünelim.

Neden bu kulüp bir arpa boyu yol kat edememiş…

Bu kulüp neden zincirlerini kıramamış da 57 yıldır yerinde saymış.

Bir düşünün neden?

*****

Ve önümüzdeki bir ay içinde de belki de genel kurul kararı alınacak.

Ve bizler yeniden başkan ve yönetim arayışına başlayacağız.

Yani dön dolaş yine aynı noktaya geliyoruz.

Neden?...