GÜNDEM

Dolce Vita!

Onlar şöyle diyor ‘ İnsandan Fazla Eşek- Sudan Fazla Şarap- Evden Fazla Şapel’ . Peki neresi için söylüyorlar; o efsunlu volkanik ada SANTORİNİ için söylüyorlar. Ada’nın Yunanca adı THIRA (Tera) .Santorini ise dünyanın ayılıp bayıldığı bu muhteşem adanın sahne adı. Şimdi istikamet, Cennetin Yunan Ada’larında saklı olduğu söylenen Kiklades Ada Grubuna. Midilli, Mykonos ve Santorini.


Onlar şöyle diyor ‘ İnsandan Fazla Eşek- Sudan Fazla Şarap-
Evden Fazla Şapel’ . Peki neresi için söylüyorlar; o efsunlu volkanik ada SANTORİNİ için söylüyorlar. Ada’nın
Yunanca adı THIRA (Tera) .Santorini
ise dünyanın ayılıp bayıldığı bu muhteşem adanın sahne adı. Şimdi istikamet, Cennetin Yunan Ada’larında saklı
olduğu söylenen Kiklades Ada Grubuna. Midilli, Mykonos ve Santorini. SAGAPO (seni seviyorum)
Şimdi bilemedim ki,
duygularımı mı yaşadıklarımı mı yoksa
Kiklades Ada grubunda yer alan adaların
jeolojik yapılarını mı anlatayım. Neyse bi ordan bi buradan diyerek bu
muhteşem ve yüksek medeniyeti sizlerle paylaşayım. Şimdi efendim, geçtiğimiz
hafta Yunan adalarına seyahat etmek kısmet oldu. Öncelikle şunu söylemeliyim
ki, taaa lise yıllarımdan beri özlemimdir Yunan adaları. İlk kez yurt dışına
çıkıyorum elbette istikamet o dünyaca ünlü Santorini, Mikanos Midilli. Hani görmemişin oğlu olmuş misali bu
muhteşem adaları paylaşmak istedim kalemimin döndüğünce!.. Ve Celestyal Odyssey’deyim

İzmir Alsancak Limanı’nda
sabah saatlerinde başladı pasaport kontrol vs. işlemleri epey ter döktükten
sonra sağ salim gemimize bindik, kameralarımıza yerleştik. Ve geminin üst
katındaki havuz başına konuşlandım ki, gemi yol alırken etrafı temaşa
eyleyeyim. Saat 14.00’de gemi istim aldı yola koyulduk. Ege Denizi’nin böğrünü
yara yara ilerleiyor koca gemi. Akşam saatlerinde ilk durağımız olan Midilli
Adası’na demir attık. Midilli, Ege Denizi’nin Kuzey Doğusunda dağlık bir Yunan
Adası. Yunan anakarasından çok Türkiye’nin Ayvalık ilçesine yakın. Midilli, Girit ve Eğriboz’dan sonra
Yunanistan’ın en büyük 3’cü adası.
Midilli silueti!
Midilli Adasına gün batımı
girdik. Rıhtımlı büyük limana varır varmaz şehir Dolce Vıta havası ile insanı
fethediyor. Işıkların yavaş yavaş yandığı günün akşama döndüğü saatte adayı
geziyoruz. Geziyoruz da öyle araçla falan değil, ya yürüyoruz ya da şatıl
denilen bir çeşit ulaşım araçlarına biniyoruz. Önce Ermu Caddesi’nde yürürken
ara sokaklarda ki eski Osmanlı mahallesini geziyoruz. Osmanlı evleri ve Osmanlı’dan kalma Yeni Cami’yi görüyoruz. Adı
Yeni ama kendisi son derece bakımsız, eski ve dökülüyor (adını mı değiştirseler
ne). Ve buradan yürüyerek eski şehre iniyor dar sokaklı eski mahallelerden
geçerek Midilli siluetinin en çarpıcı binası mimari yapısıyla Agios Therapon
Kilisesi Kubbesi hemen dikkat çekiyor. Daha sonra Midilli’nin Arnavut Kaldırımı
sokaklarından yürüyerek sahile iniyoruz. Her yer ışıl ışıl. Restoranlar,
kafeler barlar küçücük minyatür . Masalar üç beş sandalye ile kaldırıma
koyulmuş, inceden inceye Elenika kulağınıza geliyor. Sizi rahatlatıyor denizin
küçük dalga seslerine karışıyor Sagapo ( seni seviyorum) sözleri. Eresos’lu Sappho
Ve limanın karşısındaki
meydanda yer alan Safo (Sappho) heykelinin önündeyiz. Safo, M.Ö 600’lü yıllarda
yaşamış ünlü kadın Yunan şairi. Memleketi Eresos. Safo’nun yazdığı Lirik
şiirlerin çoğunu kadınlara ithaf ettiği
söyleniyor. Midilli’de açtığı bir okulda, kızları küçük yaştan evlenene kadar
eğittiği için hakkında türlü dedikodular varmış. Midilli ayni zamanda Barbaros Hayrettin
Paşa’nın doğduğu yer. Barbaros İtalyanca (barba rosa) kızıl sakal anlamına
geliyor. Ancak bilindiği gibi Osmanlı’nın (Kanuni Sultan dönemi) Kaptan-ı
Derya’sının asıl adı Hızır Reis. Midilli Adası, Uzo’nun da ana vatanı. Plomari
ise Ada’da uzo fabrikalarının bulunduğu yer. Ayrıca adanın en yüksek dağı
olan Olimpos eteklerinden dolaşarak
gelinen Kalloni koyu, sardalyaları ile ünlüymüş. Kalloni sardalyaları, yüzyıllardır
Midilli’nin en önemli ihracat ürünüymüş ve bu koy koruma altına alınmış.
İşte Mykonos
Midilli’ye veda ediyoruz.
Celestyal Odyssey nazlı nazlı Mikanos’a (Mykonos) doğru yol alıyor. Sabaha
karşı Mikanos’dayız, en çok ziyaret edilen Ada. Liman, şehir merkezinden az
uzakta. Yolcular güvertede bu muhteşem güzelliği seyrediyoruz. Ve teknelerle
Ada’nın merkezi Old Port’a varıyoruz. Var ya insanın kaçıp buralarda yaşayası
geliyor. Masmavi berrak bir deniz, harikulade Ege doğası, bembeyaz kesme şeker
gibi evler, duvarlardan sarkan sıklamen rengi begonviller, dokusu bozulmamış
ada mimarisi ve sevimli daracık sokaklar. Ada’nın
merkezi olan Old Port’ta dolaşıyoruz. Mikanos’un canlı taşlardan dizayn edilmiş
takıları çok revaçta. Özel tasarımların iç içe
olduğu şık butikler dikkat çekiyor. Ve de meydandan yürüyerek adanın
batısına doğru ilerliyoruz ve de arıyoruz. İşte
karşımızda Mykanos’un Yel Değirmenleri. Değirmenlerin sırtı kayalıklara
dönük yüzü denize bakıyor. Ada’da varsa yoksa eğlence
Plajlarıyla ünlü bir
adadayız. En ünlü plaj olan Pradise Beach, adanın en çok tercih edilen gözde
plajı. Mikanos plajlarının çok meşhur
olduğunu ve çılgınlık derecesinin zaman zaman arttığını anlatıyor rehberimiz. Bu plajlarda gün
içindeki eğlence, öğleden sonra yükselen müzik sesi ve içkinin etkisiyle
eğlencenin dozu iyice artıyormuş. Ornos Koyu’ndaki Ornos Plajı ise çok fazla
rüzgar almadığından Mikanos’un dingin ve sakin plajlarından biri. Özetle
eğlenmek Ada’da tavan yapmış. O kadar çok eğlence mekanı var ki. Sabahın ilk
ışıklarına kadar süren eğlencelerle Ada, beklentilerin çok üzerinde hayallerin
gerçekleşmesini sağlıyor. Şimdi rehberimizin dediğine göre burada görülmesi
gereken iki bölge var; birincisi, Venedik mahallesi barlar sokağı ve eski
çarşının yer aldığı şehir merkezi diğeri de Paradise Beach. Benim ilgimi
plajlar pek çekmedi doygunluk olsa gerek. Ben, manzarasına hayran kaldığım ve
de ismini unuttuğum fıstık yeşili dekoru olan kafede höpürdettiğim bol köpüklü Türk kahvesinin keyfini
unutamıyorum.