Son zamanlarda sıkça duymaya ve kullanmaya başladığımız ‘manifest etmek’ tabiri ne demek?
Manifest: Çekim ve inanç yoluyla istediğimiz şeyleri hayatımıza çağırmaktır. Aslında sadece ‘manifest’ kelimesine yabancıyız. Hayatımıza yerleşmiş bununla ilgili cümleleri günlük hayatımızda sıkça kullanıyoruz. Bunlardan bazıları “Bir şeyi kırk defa söylersen olurmuş, aklına gelen başına gelir, güzel düşün güzel yaşa” gibi…
*****
Bunlar ‘kendini gerçekleştiren kehanet’ kavramına da örnektir. Düşüncelerimizi ve isteklerimizi negatif ve ya pozitif bir şekilde kendimize çekmemizdir. Negatif düşünceler negatif, pozitif düşünceler de pozitif sonuçlanır. Mesela negatif bir düşünceyi uzaklaştırmak için “Ağzından yel alsın“ deriz. Yani manifesti bizler asırlardır biliyoruz. Bir şeyleri ne kadar çok ister ve dillendirirsek o şeyi hayatımıza çekmiş oluruz. Olayı daha da netleştirmek adına bu söylediklerimin hepsini içeren bir olay anlatacağım size.
*****
Birkaç yıl önce Nermin Yıldırım’ın ‘Ev’ adlı romanını okumaya başladım. Kitabın daha ilk sayfalarında ‘El Camino de Santiago’ adlı bir yürüyüş rotasından bahsediliyordu. Kitabı bırakıp yolu araştırmaya başladım.
*****
El Camino Yolu, asırlardır Hristiyanlar tarafından yürünen bir ‘hac’ yoludur. Bu yol; orta çağda Hristiyanlar tarafından St.James’in küllerinin bulunduğu şehre ulaşmak, yani dini bir amaçla yürünürken günümüzde belli bir amaç gütmeksizin yürünen popüler bir yürüyüş rotasına dönüşmüştür. En uzunu Fransa’dan başlayıp İspanya’daki Santiago Katedrali’nde biten 800 kilometrelik, tamamı küçük küçük yerleşim yerlerinden geçen bir parkurdur. Hatta isteyenlere bu amaca uygun özel pasaportlar veriliyor, yol üzerinde bulunan her köyde veya hostelde bir damga vuruluyor ve en az 100 kilometrelik bir yolu yürürseniz ve pasaportunuzu damgalatırsanız katedralden Latince bir sertifika almaya hak kazanıyorsunuz.
*****
Yolun büyüsüne kapıldıkça daha çok araştırmaya başladım. Bunun üzerine ‘The Way’ adlı bir film izledim. Filmin tamamı bu yol üzerinde geçiyor. Her yürüyüşçünün izlemesi gereken bir film. Filmden sonra heyecanım ikiye katlandı ve o an basıp gidecek duruma geldim. Tabii hayaller ve gerçekler…
Etrafımdaki herkese bu yolu anlatmaya başladım. Kısa bir süre sonra da yürüyüş arkadaşlarımla planladığımız Likya’nın Kabak-Patara etabını yürümeye başladık. Yol boyu da sürekli ‘El Camino’dan bahsettim. Üçüncü gün saat 3 sularında Bel Köyü’ne ulaştık ve mola verdik. Planımız Belceğiz’de kamp atıp Gavurağılı inişini dinlenmiş bir şekilde tamamlamaktı ama hava bozunca çoğunluğun kararına saygı duyup Fatma Abla’nın mekanında kamp atmaya karar verdik. Bu durumdan pek hoşnut olmamıştım, aç ve yorgundum. Açken dünyanın en sevimsiz insanına dönüşen ben kimseye bulaşmadan Fatma Abla’ya yardım için mutfağa indim. Daha baharın ilk günleriydi ve bizden sonra da birkaç grup gelince kadıncağız yalnız ve hazırlıksız yakalanmıştı. Bir süre sonra arkadaşlarım yanıma gelip beni üst kata çağırdılar ve bana “Buna inanamayacaksın seni biriyle tanıştıracağız” dediler. O an bırakın biriyle tanışmayı kimseyi görmek bile istemiyordum, sadece akşam yemeği yemek istiyordum. Ters ters bakışlar atarak merakıma yenik düşüp yukarı çıktım. Rıza Abi ile tanıştım. Buraya kadar her şey normal tanışma sonrası kızların bana “Rıza Abi üç kez El Camino yapmış” demeleriyle büyük bir şok yaşadım. Resmen aradığım kaynak ayağıma gelmişti. Rıza Abi’yi soru yağmuruna tuttum. Yatana kadar onun ‘El Camino’ macerasını dinledik.
*****
Yolun varlığından haberdar olduğum andan itibaren sürekli yolu düşünüp adını zikredip durmuştum. Şimdi kimse bana bu olayın bir tesadüf olduğunu söyleyemesin, tesadüflere de inanan bir insan değilim. Bana göre arka planda her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu ve insanın aklının bile yetmeyeceği muazzam bir sistem var. Bu yol bana başta imkansızmış gibi görünse de bu olaydan sonra umutsuzluğum umuda dönüştü. Belki bu yolun tamamını yürüyemem çünkü parkurun uzunluğundan dolayı nerden baksanız 30 günlük yürüyüş demek ama bisikletle 12-13 günde geçebileceğime inanmaya başladım.
Umarım bir gün ben de ‘El Camino’ yapıp bunu sizlerle paylaşırım. Bundan sonraki manifestim bu olacak. Hayatımıza güzel şeyleri çekmeye devam edelim.