Fiyakalı sözler

'Yeni Ekonomik Model'i ekonominin patronu anlatıyor. Vatandaş pür dikkat dinliyor. Bakanımız ise 'epistemoloji, neoklasik, heterodoks' falan diyerek anlatmaya devam ediyor. Ama ne anlatıyor, bu fiyakalı sözlerle ne demek istiyor anlayan yok. Şimdilerde Ankara'da, TL'den 6 sıfırı kim attı tartışması yaşanıyormuş. Vallahi o bu değil de vatandaşın derdi hala sıfıra sıfır, elde var sıfır. Zira sıfırların hepsi geri geldi.

***

Neyse 'heterodoks ekonomi politikası'nı (sayın bakanımızın kullandığı ifade) epistemolojiyi gerisini hatırlamıyorum bir tarafa bırakalım da, son 24 yılın rekoru enflasyon ne diyor ona bakalım. TÜİK'İn rakamlarına göre bile yıllık enflasyon yüzde 83.45 olmuş. ENAG'a göre ise, yıllık enflasyon yüzde 186 küsur. Gittin mi büyük gideceksin!

***

Memleketimizde açlık sınırı 7 bin 145 lira, asgari ücret 5 bin 500 lira, emekli maaşı (en düşük) 3 bin 500 lira, enflasyon derseniz yüzde 84'lere dayanmış. Haydi buyurun. Vatandaşın alım gücü ne durumlara düşmüş. De, Ankara'da bazı siyasi görüşler 'şükür alım gücü arttı' deyip, şükür ediyor. Peki ya vatandaş? Şaka mısınız arkadaş.

***

Kredi kıskacında olan esnaf kaosta. Ankara, kamu bankalarına 'esnafa kredi desteği sağlayın' diyor da esnaf yeniden borçlanmak istemiyor. Zaten pandemiden bu yana belini doğrultamayan esnaf, borç biriktirir olmuş. Ayakta kalabilmek için mücadele ediyor. Vatandaş ise hesap kitap yapmaktan, total düşünmekten bitap düşmüş. Zamlar kalem kalem geliyor. Çetele tutmaya gerek yok. Hele de kiralar, ipin ucu kaçmış yakalayabilene aşk olsun.

***

Misal Antalya. Rusya seferberlik ilan edilince, Ruslar da Antalya'ya akın etmeye başlamış. Özellikle de erkekler, orduya katılmamak için geri dönmüyormuş. Dolayısıyla da Antalya Havalimanı'nda seferberlik yoğunluğu yaşanıyormuş. Hal böyle olunca da, Ruslara göre belirleniyormuş. Yani kiralara Rus ayarı verilmeye başlanmış!

***

Yasalara göre kira artışlarında üst sınır yüzde 25 ancak yasalar ne kadar caydırıcı oluyor. Yoksa yine herkes bildiğini mi okuyor? Zira işin uzmanları, alınan yasal kararın, mülkiyet hakkına müdahale anlamına geldiğini savunuyor ve kiraların daha da artacağı endişesini dile getiriyor, şu an olduğu gibi. Demek oluyor ki yasal kira artışı ne İsa'ya ne de Musa'ya yaramış.