Bu cümle, Temmuz’da ara zam alamayan asgari ücretlinin... Kasım, Aralık derken Ocak ayı kapıda. 2026’da zam bekleyen asgari ücretli, kendine göre yaptığı bütçe ile 2026’da maaşların en az 40 bin lira olmasını istiyormuş Ücretlinin talebi bu. Da, çalışan da biliyor bu talebinin gerçekleşmeyeceğini, hani isteyenin bir yüzü misali. Malum, Ankara siyasetinin gündemi şu günlerde asgari ücret meselesi. Gelin görün ki dillendirilen en az 28 bin liraymış. Asgari ücret, asgari yaşam!
***
Geçin bakalım geçinebilirsen... Asgari ücretli dertli, emekli dertli, millet dertli, paralize olmuş yani düşünme yeteneğini kısa veya uzun süreli yitirmiş. Borçla doyuyor, borçla ayakta kalmaya çalışıyor. Ve de borçlar, gıda ve temel ihtiyaçlar için yapılıyor, sofrada temel düşüş!.. Ya kira meselesi? O başlı başına bir kâbus, büyük çaresizlik. Tavsiye mi, ‘ayağını yorganına göre uzat’. İyi de hangi ayak hangi yorgan... Geçiniz bunları...
***
Emekli, özgül ağırlığını epey yitirdi, kırılma noktasına geldi. Dert çok, geçim zorluğunun alternatifi, nasıl kredi kartları olmasın başka alternatif mi var? Eh dosttan borç alma da diğer bir alternatif. Duyduğumda şaşırıp üzüldüğüm bir konu, kiraya yetişemeyen emekli, ev arkadaşı arama noktasına gelmiş duydunuz mu? Barınma krizine bu çözümü ilk kez üniversite öğrencileri başlatmıştı. İki üç arkadaş birleşip bir iki odalı ev tutar ve de evin giderlerini birlikte karşılardı. Öğrencilerden sonra bu çare, daha doğrusu bu çaresizlik, şimdilerde emekliye kadar yaygınlaşmış. Artık emekli de barınabilmek için ev arkadaşı arar olmuş. Bunu da duyduk, gördük ya vah benim emeklim...
***
Hadi gel de yine eski yıllara dönme. Geçmiş yıllarda emekli olan en azından başını sokacak evini alabiliyordu da barınma derdi olmuyordu. Gelinen noktada ise emekli olduğuna bin pişman. Şimdi mi; ne siz sorun ne biz söyleyelim. Görünen köy misali. Velhasıl-ı kelam ekonomide rakamlar tatsız. Emeklisi, çalışanı, memuru, amiri mutsuz... Buyurun işte akaryakıta yine sessiz sedasız zam geldi. Ee ne oluyor? Akaryakıt arttıkça maliyetler artıyor. Yapılan her zamla birlikte kalem kalem her ürünün fiyatı değişiyor, faturalar yükseliyor. Bir önceki günü aratan ekonomi, enflasyon falan. Neyse 2025’i sağ salim atlatırız da, ya 2026? İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle…