Giyim mağazasının taciz ekibi

Atatürk Caddesi’nde bir mağaza var. Açılalı çok olmadı. Daha yeni sayılır. Adını vermeyeceğim. Fakat anlatacağım olayları gören ve bundan rahatsız olan başkaları da vardır. Nereyi kastettiğimi hemen anlayacaklardır. Atatürk Caddesi’ni bazıları Işıklar diye bilir. Oysa Işıklar bu caddenin devamıdır. Ben bizzat Atatürk Caddesi’ndeki bir giyim mağazasından bahsediyorum. Üstelik ‘erkek giyim’ mağazası burası… Bu detay önemli… Ürünlerin neredeyse tamamı erkekler için. Bu mağazanın önünde tuhaf tipler duruyor. Yoldan geçen kadınlara, kız çocuklarına filan, tabiri caizse salça oluyorlar. Kartvizit uzatıp telefon numaralarını vermeye çalışıyorlar. Gözlerine kestirdikleri kadınları resmen taciz ediyorlar.

KADINLARA UZATILAN KARTVİZİT
Aylar önce biri vardı, playboy kılıklı bir tip. İlk onunla fark ettim. Bahsettiğim bu mağazanın önünde durup, sahibi gibi konuşuyor ve gözüne kestirdiği kadınları içeri davet ediyor. Son derece tacizkar bir davet. Pavyon önü, bar önü tipleri gibi biri… Sonra kayboldu o tip. Önceki gün gördüm ki, bir başkası peyda olmuş. Bu, o tipin dövmelisi. İki genç kadına yanaştı hemen. Mağazaya davet ediyor ısrarla. Kadının biri arkada, diğeri önde… Arkadaki yüz vermeyince öndekine yöneldi. Kartvizit uzatıyor ve bir yandan da, “Arkadaşınız nerede oturuyor?” diye soruyor diğerine. Bir tezgahtar, yoldan geçen birinin nerede oturduğunu niye sorsun?

HANUTÇUNUN BAŞKA VERSİYONU
Tuhaf bir giyim mağazası… Mağaza sahiplerinin bilgisi dışında bir ‘pazarlama operasyonu’ değildir bu. Olamaz yani. Sokaktan geçen kadınları taciz ederek, kartvizit uzatarak, nerede oturduklarını sorarak ne satıyorsunuz ki siz orada? Atatürk Caddesi boyunca bir dolu markanın mağazası var. Hiçbirinde de caddeye taşan hanutçular yok. Kimseyi taciz etmiyorlar. Zorla mağazaya sokmuyorlar. Sadece parfümcülerin dışarı taşan bir pazarlama faaliyeti var. Onda da genç elemanlar ellerindeki kokulu kağıdı size uzatıyor. Almazsanız da, almıyorsunuz yani. Kimsenin size zorla bir şey koklattığı, içeri çektiği yok yani. O zaman bu ne?

KUŞADASI REZALETİNİN LACİVERDİ
Yarın bir gün neler yaşayabileceğimizi ben size söyleyeyim. Atatürk Caddesi Antalya’nın vitrini... Marka muhitlerden biri… Bu taciz devam ederse birileri de çıkar bu tipleri döver. Ondan sonra al başına belayı. Hem Antalya’nın imajı altüst, hem de sokakta şiddet. Ekonomi dibe vurunca, kriz her alana yayılınca esnafın müşteri çekme çabasını, girişimlerini, gayretini anlıyoruz da; bu ne ya hu? Kuşadası’ndaki tablonun başka bir şekli… Laciverdi yani. Orada nasıl garsonlar kadın müşterilere çıplak boru dansı yaparak, sözüm onu turizmi kurtarmaya çalışıyorsa, Atatürk Caddesi’nde de bu giyim mağazası yoldan geçen kadınları taciz ederek, ‘bir şeyler’ satmaya çalışıyor. Biz daha önce böyle bir şey, böyle bir ticaret görmedik. Tuhaf, çok tuhaf…