Güreşe yatırım

Ata sporumuz olan yağlı güreş, büyük güç ve ustalık gerektirir.

Minder güreşine nazaran çok daha zorlu bir spor dalıdır.

Türklerin Anadolu'dan Rumeli'ye geçtikleri tarihten beri yapılan bir güreş türü olan yağlı güreşler, düğünlerin, panayırların, mola veren askerî birliklerin en önemli eğlencelerinden biri oldu yıllar boyu. Her yıl da Edirne'nin Sarayiçi mevkiinde yapılan tarihî Kırkpınar güreşleri, Süleyman Paşa komutasında, bir gece Çanakkale Boğazı'nı geçerek, Gelibolu'ya çıkan ve Rumeli fetihlerine katılan Müslüman kırk Türk'ün hatırasını anmak amacıyla yapılmakta.

İşte böylesine tarihi ve önemli bir spor dalının son yallardaki en önemli noktası ise Antalya oldu.

Antalya, güreşi seven bir kent olmasının yanı sıra yatırım yapan da bir şehir konumunda.

Son yıllarda çok önemli güreşçiler yetiştirmeyi başardı.

Belki de Antalya’da güreşlerin popüler olması nedeniyle minder güreşine ilginin azaldığı da bir gerçek olabilir.

Çünkü yıllardır Kırkpınar’da altın kemer Antalya’ya geliyor.

Hatta yarı finalde 4 Antalyalı güreşçiyi izlediğimiz dönemler bile oldu.

Ve devamlı olarak alttan yeni güreşçiler yetişiyor.

İsimler değişiyor ama kazanan hep Antalya oluyor.

Güreş sporunda bu kadar önemli güreşçiler yetiştiren bir şehir nasıl oluyor da minder güreşinde sporcu yetiştiremiyor.

Bunun iyi araştırılması ve analizinin yapılması gerekir.

Yağlı güreşe ne kadar büyük yatırım yapıyorsak mutlaka minder güreşine de aynı yatırımı yapmalıyız.

Yapmalıyız ki, ülkemizi ve Antalya’yı Avrupa ve dünya şampiyonalarında temsil edecek olimpiyatlarda madalya kazandırabilecek sporcular çıksın.

Kırkpınar elbette çok daha popüler.

Ancak yetiştirdiğimiz önemli sporcularımız ile olimpiyatlarda büyük şampiyonalarda dünya sahnesine de çıkmak zorundayız.

Ülke olarak buna ihtiyacımız var.