ÖZEL HABER

Hakem krizinde benzer örnekler

Spor hukukçusu Fatih Şaşıoğlu Türkiye’nin gündemine giren hakem bahis tartışmaları sonrası dünyadaki benzer örneklerini sıraladı

Antalyalı spor hukukçusu Avukat Fatih Şaşıoğlu, Türk futbolunda deprem etkisi yaratan hakem bahis iddiaları sonrası dünyadaki benzer örneklerini sıraladı. Fatih Şaşıoğlu, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu’nun “571 hakemin 152’si aktif şekilde bahis oynuyor” açıklamasının ardından konunun uluslararası örneklerini inceleyerek ülke futbolunda yaşanabilecek olası sonuçları değerlendirdi.

2004 – PORTEKİZ: APİTO DOURADO (ALTIN DÜDÜK) SKANDALI
2004 yılında Portekiz'de ortaya çıkan ve futbol tarihinin en büyük şike skandallarından biri olarak kabul edilen 'Apito Dourado' (Altın Düdük) soruşturması, Portekiz futbol devlerini ağır darbelerle cezalandırdı.

Şaşıoğlu, bu durumu şöyle özetledi: "2004’te Portekiz’de patlayan Apito Dourado (Altın Düdük) soruşturması, Porto ve Boavista kulüp başkanlarının bazı hakemlere nakit para ve kıymetli hediye temini gibi teklifler içeren telefon konuşmalarını ortaya çıkardı. Amaç, hakemleri 'ağırlayarak' veya baskıyla kendi maçlarında lehlerine kararlar vermeye yönlendirmekti. Soruşturma sonucunda 2008 yılında Portekiz Futbol Ligi’nin 'Apito Final' kararlarıyla ağır cezalar verildi.

FC Porto: 6 puan silindi, kulübe 150 bin € para cezası verildi. Kulüp başkanı Pinto da Costa 2 yıl futboldan men cezası aldı. (UEFA da Porto’yu 2008-09 Şampiyonlar Ligi’nden men etmeye çalıştı ancak kulübün itirazı sonucu ceza kaldırıldı)
Boavista: Hakemlere rüşvet verip baskı yaptığı gerekçesiyle doğrudan küme düşürüldü ve 180 bin € para cezasına çarptırıldı.
Hakemler&Yetkililer: Birden fazla hakeme yıllarca hak mahrumiyeti cezaları verildi; bazı alt lig hakemleri rüşvet aldıkları için mahkumiyet aldı."

2005 – ALMANYA: ROBERT HOYZER BAHİS SKANDALI
2005 yılında Almanya'da patlak veren ve FIFA kokartlı hakem Robert Hoyzer'ın merkezinde olduğu büyük bahis skandalı, futbol dünyasının güvenilirliğini derinden sarstı. Özellikle Almanya Kupası ve alt lig maçlarında bahis mafyası lehine kasıtlı hatalar yaptığını itiraf eden Hoyzer, uydurma penaltılar ve haksız kırmızı kartlarla maç sonuçlarını doğrudan etkiliyordu.

Şaşıoğlu konuya dair, "2005’te Almanya, Robert Hoyzer adlı genç bir hakemin karıştığı büyük bir bahis skandalıyla çalkalandı. FIFA kokartlı hakem Hoyzer, özellikle alt lig ve kupa maçlarında kasıtlı hatalar yaptığını itiraf etti. Hoyzer belirli maçlarda uydurma penaltılar verip haksız kırmızı kartlar çıkararak favori takımları oyundan düşürüyor, böylece bahis mafyasının yüksek oranlı kazançlar elde etmesini sağlıyordu. Örneğin 21 Ağustos 2004’teki Paderborn–Hamburg Almanya Kupası maçında, Hamburg aleyhine çaldığı iki haksız penaltı ve gösterdiği kırmızı kart, zayıf Paderborn’un 4-2’lik sürpriz galibiyetine yol açtı. Maçı izleyen bazı diğer hakemler bu performansı 'normal değil' diye Alman Federasyonu’na rapor edince soruşturma başlatıldı. Robert Hoyzer futboldan ömür boyu men cezası aldı ve dolandırıcılık suçundan 2 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bir diğer hakem Dominik Marks da ömür boyu men cezası alıp 1 yıl 6 ay hapisle hüküm giydi. Alman Futbol Federasyonu (DFB), etkilenen bazı alt lig maçlarını tekrar oynattı, Hoyzer’in verdiği haksız kırmızı kartları iptal etti ve Hamburg kulübüne uğradığı zarar için tazminat ödedi" dedi.

2006 – İTALYA: CALCİOPOLİ HAKEM ATAMA SKANDALI
2006 yılında İtalya'da ortaya çıkan ve 'Calciopoli' adı verilen dev skandal, İtalyan futbol tarihinin gördüğü en sarsıcı olay olarak kayıtlara geçti. Doğrudan bir bahis bağlantısı olmamasına rağmen, skandal; Juventus başta olmak üzere büyük kulüplerin yöneticilerinin hakem atama komitesine yasa dışı yollarla nüfuz ederek kritik maçlara istedikleri hakemlerin atanmasına neden olduklarını ortaya koydu. Şaşıoğlu, 2004-2006 sezonlarını kapsayan telefon dinlemeleri sonucunda skandalın patlak verdiğini ve İtalyan Futbol Federasyonu'nun tarihin en ağır cezaları uyguladığını söyledi:

"Juventus: 2004-05 sezonu şampiyonluğu tamamen iptal edildi (o yıl ligde herhangi bir kulüp şampiyon ilan edilmedi); 2005-06 şampiyonluğu ise Juventus’tan alınıp Inter’e verildi. Juventus, lig sonuncusu ilan edilerek Serie B’ye düşürüldü ve bir sonraki sezona -9 puanla başlatıldı (ilk karar -30 puandı, itirazlarla önce -17’ye sonra -9’a indirildi).
Diğer Kulüpler: Fiorentina, Lazio, AC Milan ve Reggina kulüplerine puan silme cezaları verildi; bazıları 1 yıl Avrupa kupalarından men cezası ve seyircisiz maç oynama gibi ek yaptırımlar aldı."

2016 – DÜNYA KUPASI ELEMELERİNDE TEKRAR ETTİRİLEN MAÇ (JOSEPH LAMPTEY VAKASI)
Kasım 2016'da oynanan Güney Afrika – Senegal 2018 Dünya Kupası eleme maçında yaşananlar, uluslararası düzeyde bir hakem skandalının en ağır sonuçlarından birini doğurdu. Ganalı hakem Joseph Odartei Lamptey, karşılaşmada uydurma bir 'elle oynama' kararıyla Güney Afrika lehine penaltı çalarak maçın 2-1 bitmesine neden oldu. Şaşıoğlu, ceza sahasında Senegal’li oyuncunun dizinden seken topa asılsız bir 'elle oynama' kararı verilerek Güney Afrika lehine penaltı çalındığını belirtti: " Güney Afrika bu penaltıyla maçı 2-1 kazandı. Ancak pozisyonun bariz bir kural hatası olması ve bahis piyasalarındaki anormal hareketlenmeler FIFA’yı alarma geçirdi. Soruşturma sonucunda FIFA, Lamptey’nin maç sonucunu kasıtlı olarak ve bahis amacıyla manipüle ettiğini tespit etti. Verilen cezalar ise tarihe geçti: Lamptey, ömür boyu men cezası alarak hakemlikten men edildi. FIFA, ilgili maçın 'şikeye kurban gittiğini' ilan edip eleme grubunda eşi benzeri görülmemiş bir kararla maçı tamamen iptal ederek yeniden oynattı. (Tekrarlanan maçı Senegal 2-0 kazanarak Dünya Kupası’na katılma hakkını elde etti.)
Bu vaka, uluslararası arenada bir hakemin maç sonucunu manipüle etmesinin sadece hakemin cezasıyla sınırlı kalmadığını, maçın sonucunun bile yok sayılabileceğini gösterdi."

Antalyalı spor hukukçusu Avukat Fatih Şaşıoğlu, "Yukarıdaki örnekler gösteriyor ki hakemlerin bahis veya şike bağlantısı sadece sportif etik ihlali olarak değil, ceza hukuku kapsamında bir suç olarak görülmektedir. Hoyzer ve Lamptey gibi hakemler dolandırıcılık suçlamasıyla hapis cezası alırken, Juventus ve Boavista gibi kulüpler ligden düşme ve Avrupa’dan men cezalarıyla karşılaşmıştır. Yani yalnız hakemler değil, kulüp yöneticileri ve federasyon yetkilileri de bu tür skandallar nedeniyle ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Uluslararası düzeyde, bir hakemin sonucu manipüle ettiği tespit edildiğinde maçın tekrarı dahi mümkün olabilmektedir. UEFA da benzer durumlarda kulüpleri Avrupa kupalarından men etme kararları almakta tereddüt göstermemiştir. Örneğin UEFA, Porto dosyasında kulübü men etmeye çalışmıştır" dedi.

Şaşıoğlu, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: "Günümüzde FIFA ve UEFA 'sıfır tolerans' politikası ile hareket ederek tüm üye federasyonlarla iş birliği içinde gelişmiş bahis izleme sistemleri kurmuştur. En ufak şüpheli bir oran hareketlenmesi veya hakemin finansal ilişki ihlali anında alarm oluşturmakta; 'tarafsızlığın zedelenmesi' şüphesi bile hakemler ve ilgili kişiler için kariyer bitirici sonuçlar doğurabilmektedir. Türkiye’de gündeme gelen bahis oynayan hakemler meselesinde de, bu uluslararası emsal örnekler ışığında hareket edilmesi son derece önemlidir. Futbolda adaletin ve rekabetin korunması, hakemlik müessesesinin şeffaflığı ve güvenilirliğinin sağlanması için hukuki süreçlerin titizlikle işletilmesi gerekmektedir."