ÖZEL HABER

Kadın cinayetleri durmuyor!

Antalya’nın Manavgat ilçesinde üniversite öğrencisi Nazife Ateş’in ağabeyi tarafından 14 bıçak darbesiyle öldürülmesi, Türkiye’de kadın cinayetlerinin ulaştığı vahim tabloyu ve yargı sistemindeki uygulama eksikliklerini bir kez daha gündeme taşıdı

Antalya’nın Manavgat ilçesinde üniversite öğrencisi Nazife Ateş’in ağabeyi tarafından vahşice öldürülmesi, aile içi şiddetin ulaştığı ürkütücü boyutu gözler önüne sererken; kadın cinayetlerine karşı yürürlükteki yasal düzenlemelerin sahada etkili şekilde uygulanmadığını bir kez daha ortaya koydu.

Antalya’nın Manavgat ilçesi Şelale Mahallesi’nde yaşanan korkunç olayda, 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Nazife Ateş, ağabeyi Mehmet Ateş (27) tarafından 14 bıçak darbesiyle öldürüldü. Yaz tatilinde ailesinin yanına gelen genç kız, gece saatlerinde evde çıkan tartışma sırasında hayatını kaybetti. Cinayet sonrası gözaltına alınan Mehmet Ateş, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Manavgat Ilıca S Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Nazife Ateş’in cenazesi ise Antalya Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemlerin ardından Manavgat’ta defnedildi.

KADIN CİNAYETLERİ ARTARAK DEVAM EDİYOR
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2025’in ilk altı ayında 136 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Şüpheli ölümlerle birlikte toplam sayı 481’e ulaştı. 136 kadın yalnızca ilk 6 ayda hayatını kaybetti. Bu kadınların yüzde 65’i kendi evlerinde, yüzde 60’ı ise aile üyeleri tarafından öldürüldü.

‘KADINLARI KORUMAK İÇİN MÜCADELEYİ BİZ AVUKATLAR SIRTLIYORUZ’
Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu Kolaylaştırıcısı Avukat Gamze Eroğlu, şiddetle mücadelede yargı mekanizmalarının yetersizliğine dikkat çekti. Yasal çerçevenin olmasına rağmen uygulamada ciddi boşluklar olduğunu belirten Eroğlu, şu ifadelere yer verdi; “Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu olarak baroya ya da doğrudan bize yapılan başvurular neticesinde, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde dosyaların takibini yapıyoruz. Ancak kolluk kuvvetlerinden hakim ve savcılara kadar geniş bir yargı personelinin, şiddet mağdurlarına yönelik alınan tedbir kararlarını uygulamada yetersiz kaldığını üzülerek görüyoruz. Bu alanda çalışan kolluk görevlileri, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri birimi çalışanları, hatta hakim ve savcılar dahi çoğu zaman etkin müdahale gerçekleştiremiyor.”

‘6284 KÂĞIT ÜZERİNDE VAR, UYGULAMADA YOK’
6284 sayılı Kanun’un ve ilgili yönetmeliklerin kâğıt üzerinde var olmasına rağmen uygulamada karşılık bulmadığını vurgulayan Eroğlu, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede çok önemli bir yeri olan 6284 sayılı Kanun tam anlamıyla uygulanmıyor. Alınan tedbir kararları yetersiz kalıyor, bazı durumlarda ise elektronik kelepçe tedbiri gibi önleyici uygulamalar ya geç uygulanıyor ya da hiç hayata geçirilmiyor. Bu eksiklikler, kadınların hayatta kalma şansını doğrudan etkiliyor” dedi.

Yargının toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir yaklaşımla yeniden yapılandırılması gerektiğini vurgulayan Eroğlu, “Şiddeti önlemeye yönelik tedbirlerin sadece mağduru korumaya değil, aynı zamanda faile yönelik rehabilitasyon ve denetim süreçlerini de içermesi gerekiyor. Ancak bu süreçler de işletilmiyor. Yani yargı, sadece failin cezalandırılması değil, aynı zamanda şiddetin önlenmesi ve mağdurun korunması konusunda da sorumluluk almalı. Bugün bu sorumluluğu büyük oranda biz avukatlar ve sivil toplum üstlenmiş durumdayız” diye konuştu.