Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, özellikle internet üzerinden yapılan alışverişlerde tüketicilerin sözleşme şartlarını dikkatle incelemesi gerektiğini belirterek, tüketicilere önemli uyarılarda bulundu. Gündüz, “Günümüzde o kadar çok sözleşme çeşidi var ki, içeriğini anlamak mümkün değil. Zaten tüketici, bu sözleşmelerin içeriğini de anlamak zorunda değildir. Bunu bildikleri için de sizlerin önüne sayfalar dolusu evrak koyup imza attırırlar” dedi.
SÖZLEŞMELER İKİYE AYRILIYOR
Tüketici sözleşmelerini iki ana başlıkta değerlendiren Gündüz, “Öncelikle sözleşmeleri ikiye ayırmakta yarar var: Birincisi yüz yüze yaptığımız sözleşmeler, diğeri ise uzaktan yani internet üzerinden yapılan sözleşmeler. Uzaktan yapılan sözleşmelerde, hiçbir gerekçe göstermeden ve ceza ödemeden 14 gün içerisinde cayabilir veya bu sözleşmelere itiraz edebiliriz” şeklinde konuştu.
Sözleşmelerin hukuk önünde geçerli olduğunu ancak bu durumun onları tartışılmaz kılmadığını vurgulayan Gündüz, “Yapılan sözleşmeler hukuk karşısında geçerlidir ancak itiraz edilemez değildirler. Ne kadar kanunlar, sözleşmenin içeriğinin Türk Ticaret Kanunu veya Türk Borçlar Kanunu'na atıfla düzenlendiğini söylese de, taraflardan birinin tüketici olması tüm şartları değiştirir” ifadelerini kullandı.
‘TÜKETİCİ KANUNU HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİYOR’
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un önemine değinen Gündüz, “Bu kanunda 83 madde vardır. Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Yani taraflardan birinin tüketici olduğu işlemlerde, diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanuna göre görev ve yetki hükümlerinin uygulanmasını engellemez” dedi.
HAKSIZ ŞARTLARA DİKKAT
Sözleşmelerde yer alan haksız şartlara dikkat çeken Gündüz, “Yine 'Haksız Şartlar' başlıklı madde 5'e göre, tüketici ile kurulan sözleşmelerde yer alan bir şartın haksız şart olarak kabul edilebilmesi için; tüketici ile müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilmesi ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerine dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizlik oluşturması gerekir” diye konuştu.
Sözleşmelerin dilinin açık ve anlaşılır olması gerektiğini hatırlatan Gündüz, “Sözleşme şartlarının yazılı olması hâlinde, tüketicinin anlayabileceği ve açık, anlaşılır bir dil kullanılmış olması şarttır. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde bu hüküm tüketicinin lehine yorumlanır” dedi.
‘KAPORA GERİ ALINABİLİR’
Kapora gibi ödeme terimlerine ilişkin uyarılarda bulunan Gündüz, “Örnek vermek gerekirse, sözleşme içeriğinde 'bağlanma parası', 'pay ekçesi', 'vazgeçme akçesi', 'kapora', 'cayma parası' gibi terimler olabilir. Tüketici bunları anlamayabilir. Bu sebeple eğer kapora sözleşmesi noterde veya tapuda yapılmadıysa, her ne kadar cayma parası niyetiyle verilmiş olsa da bu işlem geçersiz olacaktır” ifadelerini kullandı.
Gündüz kapora iadesine ilişkin olarak şunları söyledi: “Böyle durumlarda alıcı, kapora niyetiyle verdiği parayı geri isteyebilecek; satıcı da sözleşmeden cayarsa kaporanın iki katını ödemek zorunda kalmayacaktır. Sözleşmenin hiç veya gereği gibi gerçekleşmemesi, kaporayı veren tarafın kusurlu bulunmaksızın meydana gelmişse, kaporayı veren taraf, kapora ücretinin iadesini sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde geri isteyebilecektir. Sözleşme bitim tarihinin otomatik olarak tek taraflı uzatılması sözleşmelerde haksız şarttır.”
‘SÖZLEŞMELERİ OKUMADAN İMZALAMAYIN’
Tüketici hukukunun temel karakterine değinen Gündüz, “Tüketici hukukunun en temel özelliklerinden biri emredici bir hüküm olmasıdır. Buradaki amaç, tüketici özelinde toplum çıkarının korunmasıdır. Söz konusu bu emredici niteliğe sahip kuralların büyük bir kısmı, sosyal bakımdan zayıf durumda olan tüketiciyi korumayı amaçladığından, genellikle tek taraflı emredici kurallar durumundadır. Yani burada tüketici mahkemesi hakiminin kişisel kanaati söz konusu değildir. Buradaki emir hükümlerine muhakkak uyulmak zorundadır” diye konuştu.