Kara delik KKM’de son raunt!

Haftanın ilk gününe şöyle kallavi bir gelişmeyle girizgah yapalım. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası imzayı basmış ve de tüm Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında tüzel kişilerin hesap açma ve yenileme işlemlerinin ‘dikkat buyurun’ 15 Şubat 2025 tarihi itibariyle sonlandırılmasına karar vermiş. Yüreğinize, emeğinize sağlık beyler... Ekonomi yönetimi de ‘korumalı mevduat sistemini sona erdirme aşamasına gelindi’ duyurusuyla haberin karekökünü almış. Bir dönemin popüler tasarrufu(!) KKM’den birileri parayı hamuduyla götürür olmuş. Onlar ‘yaşadın mı büyük yaşayacaksın’ diyenlerden olmalı. Ehh dolarzedelere geçmiş olsun, kısmet buraya kadarmış napceksiniz! 15 Şubat 2025’i de miladınız sayıverin gari. Kalmayın kusura!

***

Dahası, kişilerin KKM hesapları, KKM’nin TL’ye geçişine ve yenilenmesine ilişkin hedeflerden de çıkarılmış. Düşünsenize, yaklaşık 4 yıldır süregelen bu sistem için ekonomistler, KKM’nin bir yük model olduğu görüşünde birleşiyor. Demek oluyor ki alınan karar ülke ekonomisi açısından memnuniyet verici. Dolarzedelerin ayarları bozulurken vatandaş pek memnun oldu, şahsen ben parmak kaldıranlardanım. Bakınız, ekonomistlerin ‘kara delik’ diye isimlendirdiği sistemin, ülkemize maliyeti tam tamına 60 milyar dolarmış. Dile kolay! Kimi 22 bin küsur ile yaşam savaşı verirken kimileri de paracıklarının hesabını bilmez olmuş. Oturdukları yerden milyonları cukka etmişler. Neyse içimin şişkinliğini söndürmek için daha fazla zülfü yare dokunmayalım, konuyu noktalayalım.

***

Noktalayalım noktalamasına da o gündem, bu gündem derken gelelim değişmez gündemimiz ekonomiye. Yani hem enflasyona, hem vergilere, kısacası hayat pahalılığına yenik düşen vatandaşın ekonomisine. Özellikle de sabit gelirli tüketicinin derdine. Hani anlatılmaz yaşanır derler ya. Bırakalım her şeyi bir kenara da vatandaşın bir türlü işin içinden sıyrılamadığı banka borçlarına getirelim sözü. Yapılan araştırmaya göre, bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 100 binleri aşmış. 22 bin küsur liralık maaşın hükmü ne ki bir ay yetsin bitsin. Kendince palyatif çözümler üreten vatandaş, bir bankadan para çekip, diğer bankanın borcunu kapatır olmuş ama o bir bankaya da yeniden borçlanır olmuş, tam bir paradoks. Bitip tükenmeyen kayıkçı kavgası gibi sürekli bankalarla boğuşma. Peki, bankaların borç yapılandırması, beklenen etkiyi yaratır mı? Yanıtı sizde olsun. Bugünlük de bu kadar iyi haftalar dileğiyle hoşça kalın.