Baltık mimarisine hoş geldiniz. Ruslar ne güzellikler bırakmışlar buralara… İnsan nereye bakacağını şaşırıyor.

Whatsapp Image 2024 03 01 At 17.13.09
Osmanlı-Rus savaşı ya da 93 Harbi diye biliyoruz. Osmanlı, savaşı ağır bir yenilgiyle kaybediyor ve Kars’ı Ruslara kaptırıyor. Türk-Müslüman halkın çoğunluğu göç ettiriliyor ve yerine Rus-Ermeni ve Gürcüler yerleştiriliyor. Şehir 1878-1917 tarihleri arasında Rus hakimiyetinde kalıyor ve Ruslar burayı askeri bir üs olarak kullanıyorlar.
Bu 40 yılda adamlar hiç boş durmamış gibi şehri Baltık mimarisiyle donatmışlar. Eserlerin bir kısmı tahrip edilmiş, yıkılmış. Bazıları bu zamana kadar varlığını korumuş ve aktif olarak kullanılıyor. Bu sanki bambaşka bir ülkeye gitmiş hissi yaratıyor. Bu güzellikleri görmek için çok zahmet etmenize gerek yok. Şehir merkezinde arabayla gezerken bu güzelliklerin yanından geçebiliyorsunuz.

Whatsapp Image 2024 03 01 At 17.13.10
Fethiye Camii; burası da kilise olarak inşa edilmiş, sonrasında camiye çevrilmiş.
Hatta yapılar bazı sokaklarda kümelenmiş şekilde bulunuyor ve devlet daireleri olarak halen kullanılıyor. Kendimizi kaptırmış gezerken sonradan inşa edilmiş çirkin binalar soğuk duş etkisi yaratıyor. Kahrolsun bazı şeyler…
Bu vesileyle Baltık mimarisini de öğrenmiş olduk.

Whatsapp Image 2024 03 01 At 17.13.09 (2)
Cheltikov Otel'i de görmenizi tavsiye ederim. Kars’ta olduğunuza inanamayacaksınız. Rusya’dan Kars’a yerleşen Cheltikov ailesi burada kendilerine bir konak inşa ettirir ve kısa bir süre sonra bu konağı Rus hükümetine hediye eder. Zenginlik böyle bir şey…

Whatsapp Image 2024 03 01 At 17.13.10 (2)
Kars’ın kalbi kaleyi sona sakladık. Özellikle akşam görülmesi tavsiye edildi. Kale aynı zamanda seyir terası olarak da kullanılıyor.
Kalenin hikayesi de ilginç; bir kez kaleye çıkarsan 7 yıl bu şehri terk edemezsin, 7 yıl içinde tekrar gelirsin belki de bizi en çok etkileyen yanımızda bekar bir arkadaşımız olduğu için kaleye çıkarsa 7 yıl içinde buradan bir evlilik yapacağını duymamız oldu. Hikayeleri anlatanın yakın çevresinden verdiği örnekler, bekar arkadaşın annesinin aklını çıkardı. Kale’ye geldiğimizde girişler çoktan kapanmıştı. Kız annesi derin bir “oh” çekti. Rampa sevmeyenin yüzü güldü, benim ise bu şehre 7 yıl içinde gelebilmek için bir bahanem oluştu.


Güneşin batımıyla birlikte -ki ben daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım- sanki bir anda kendimizi soğuk bir kütlenin içinde bulduk. Hemen yanımızda ne varsa bürlendik ve kendimizi kalenin alt tarafında bulunan kahveciye attık. 
Çıktığımızda neden "Buraya akşam ziyaret edin" dediklerini anladık. Işıklandırmayla Kale muhteşem görünüyordu. Gündüzü ayrı güzel, gecesi ayrı güzel ve bu bölge Kars’ın belki de en hareketli bölgesi. Taş köprü, Kale ve Kümbet Camii’yi arkamızda bırakıp önlerinde ateş yanan dükkanların önünden biraz dolaştık.
Peynir diyarında olduğumuz için bolca şarküteri dükkanı vardı. Fiyatlar hemen hemen aynı ama Kars’a geldiğimizden itibaren aklımız kalpaklarda kalmıştı. Dükkan dükkan gezip kendimize birer kalpak aradık. 
Özellikle tilki kürklü kalpaklara bayılmıştım. Sabah otelin önünden geçerken el salladığım bu sevimli canlıyı akşam kafama takacak değildim, ne kadar çok talep o kadar tilkinin avlanması demekti.

Whatsapp Image 2024 03 01 At 17.13.09 (1)
Kendime en imitasyonundan kuyruklu bir model seçtim. Anında havalara girdim. İçimdeki asil ruh dışarı çıktı. Duruşum, yürüyüşüm değişti. Benim Cheltikovlardan ne eksiğim var? Bir prenses edasıyla etrafıma emirler yağdırmaya başladım ve bu şapkayı yatana kadar kafamdan çıkarmadım. Bir şapkayla bu kadar eğlenebileceğimiz aklımıza gelmezdi.

Whatsapp Image 2024 03 01 At 17.13.10 (1)
Kars’ta ne yenir sorusuna gelecek olursam buralara kadar gelmişken kaz yemeden gitmeyin derim. Tavsiyem merkezdeki ‘Doğu Yakası’ olur. İsim yapmış yerler var ama iki katı para ödemeyin. Doğu Yakası’nda kaz dışında bolca et tüketeceğiniz menüler de mevcut ve fiyatlar da çok uygun.