15’inci Antalya Kitap Fuarı’na rahatsızlığım nedeni ile bu yıl gidemiyorum. 15 yıl önce birkaç çadırda ve az sayıda yazarın katılımıyla açılan Antalya Kitap Fuarı bugün Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’nde 260 yazar ile 1 milyonun üzerinde kitapseveri buluşturuyor.
Ne yazık ki, o günkü kitap fuarının mimarı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tutukluluğu nedeniyle bu yılki açılışta yoktu. Böcek’in 15’inci Antalya Kitap Fuarı’na gönderdiği ‘Okumak lazım sloganıyla bir çadırda başlatmış olduğumuz Antalya Kitap Fuarı’nın 15’incisinin gerçekleştiriliyor olmasının mutluluğunu yaşıyorum’ şeklindeki mesajının büyük alkış aldığını duydum.
Antalya için marka olmuş kitap fuarını ziyaret eden kitapsever sayısı geçen yıl 1 milyon 56 bin idi. Bu yıl ilgi ne durumda kapanış günü ortaya çıkacak.
Madem kitaptan açtık konuyu, bir kitap ile devam edeyim, Son günlerde kitapseverlerin de paylaşımları nedeniyle olmalı ki Portekizli yazar Jose Saramago’nun 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü aldığı, 1999’da Türkçeye de çevrilen Körlük adlı romanının yeniden çok satanlar listesinde yer aldığını okudum.
Jose Saramago, 1922 yılında Portekiz’de küçük bir köy olan Ribatejo’da doğmuş ve yoksul bir köylü ailede büyümüş. İki yaşındayken, ailesiyle birlikte babasının polis olarak çalışacağı Lizbon’a taşınmış. Gençlik yıllarında, ekonomik sorunlar yaşamış. Bu yüzden normal bir liseden meslek lisesine geçiş yapmak zorunda kalmış. Bütün zamanını yazarak geçirmeye başlamadan önce birçok işte çalışmış. Hayatının büyük bölümünü ise Lizbon’da geçirmiş. Pilar del Rio ile evlenmiş. 1993’te Kanarya Adaları’nda bulunan Lanzarote’ye yerleşmiş. 8 Ekim 1998’de, Körlük adlı romanı ile Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış. 2010 yılında hayata gözlerini kapamış. Kitabın konusu ise özetle şöyle; Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Körlük, ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikayesi.
José Saramago, Nobel Edebiyat Ödülü alan Körlük kitabını şu sözleri ile özetliyor; ‘İnsanlar gözlerini kaybettiklerinde değil, vicdanlarını kaybettiklerinde körleşir. Körlüğün en tehlikeli biçimi, ‘görmek istememektir’. Bu körlük, toplumları felakete sürükler; çünkü görmeyen gözden çok, duymayan vicdan felakettir’ Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Jose Saramago, ‘Bir güzellik yarışmasının her yerde adı geçen kazananının yaptığı gibi, Nobel’in getirdiklerini üstlenemeyeceğim. Böylesi bir tahta oturmaya layık değilim, gerçekten yapamam’ diyecek kadar da mütevazı bir yazar olduğunu göstermiştir. Kitabı okumanızı öneririm.