İklim değişikliğinin etkileri her geçen gün daha da belirginleşiyor. Türkiye'nin birçok bölgesinde son yıllarda yağışların azalması, sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerine çıkması ve su kaynaklarının hızla tükenmesi, kuraklık tehlikesini gözler önüne seriyor. Göller, nehirler ve yer altı su kaynakları alarm veriyor. Tarım, hayvancılık, doğal yaşam ve günlük yaşam kuraklıktan olumsuz etkileniyor. Uzmanlar, doğayı sadece sevmek değil, bilinçli bir şekilde korumanın artık bir zorunluluk olduğunu belirtiyor. Kuraklık, sadece bir doğa olayı olmaktan çıkarak, geleceği tehdit eden en büyük sorunlardan biri haline geliyor.
Aktif Dağcılık Eğitim Merkezi Spor Kulübü, giderek derinleşen kuraklık tehlikesine dikkat çekmek amacıyla çeşitli farkındalık etkinlikleri düzenledi. Kulüp başkanı Bayram Çini, doğa tutkunları olarak yıllardır coğrafyayı koruma adına verdikleri mücadeleyi anlatarak, kuraklığın geldiği noktaya dikkat çekti.
Bayram Çini, “Dağcı ve doğa severler olarak, coğrafyamızın zarar görmesine kayıtsız kalamayız. Yıllar boyunca orman yangınlarında, depremlerde, sel baskınlarında aktif görev aldık. Bu coğrafyada yaşayan her canlı için elimizi taşın altına koyduk. Doğada temizlik etkinlikleri düzenledik, zarar verici unsurların ortadan kaldırılması için kurumlarla iş birliği yaptık. Ancak geldiğimiz noktada kuraklık çok daha hassas yaklaşılması gereken bir sorun haline geldi” dedi.
‘GÖLLER KURUYOR, YAŞAM TEHLİKEDE’
Türkiye’nin “Göller Bölgesi” olarak bilinen coğrafyasında yer alan Tuz Gölü, Akşehir Gölü, Beyşehir, Eğirdir, Burdur ve Ilgın Gölü gibi su kaynaklarının hızla kuruması üzerine harekete geçtiklerini belirten Çini, bu durumu sadece doğal değil, toplumsal bir kriz olarak değerlendirdiklerini ifade etti.
Ilgın Gölü’nde düzenlenen “Kuş Gözlem Etkinliği” ile 250 farklı kuş türünün yaşam alanlarına dikkat çekilirken, Akşehir Gölü'nde yapılan yürüyüşler ve “su mayalama” etkinliğiyle hem geleneksel hem de çevreci mesajlar verildi. Beyşehir Gölü’nde ise kulüp sporcuları kano ile göl içerisindeki adalara kürek çekerek su kaynaklarının korunmasına yönelik farkındalık oluşturdu.
Beyşehir Gölü'nde yapılan etkinlikte, göl içerisindeki adalarda sürdürülen yaşamın önemi vurgulanarak tarihi ve doğal değerlere dikkat çekildi. Ayrıca Motor Sporları Federasyonu iş birliğiyle yapılan motor sürüşleriyle de gençlerin ilgisini bu önemli çevre sorununa çekmek hedeflendi.
Bayram Çini şunları söyledi: “Doğayı sevmek kadar onu korumak da bizim görevimiz. Bu çalışmaların daha da ileriye taşınması gerekiyor. Ama kuraklık konusunda çok daha dikkatli, bilinçli ve hızlı adımlar atılması şart. Aksi halde sadece doğayı değil, geleceğimizi de kaybedebiliriz.”