Son yıllardaki mevsim kaymaları, Türkiye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi Antalya’da da doğal dengeyi, ekonomik faaliyetleri ve günlük yaşamı derinden etkiliyor. Akdeniz ikliminin belirgin özellikleri olan sıcak ve kurak yazlar ile ılık ve yağışlı kışlar artık eski düzeninde yaşanmıyor. Mevsimlerin süresi ve geçişleri değişti, hava olayları daha düzensiz ve öngörülemez hale geldi...
Antalya’da yaz mevsimi giderek uzuyor, sıcaklıklar özellikle temmuz, ağustos hatta eylül aylarında geçmiş yıllara göre daha yüksek seyrediyor. Uzun süren sıcak hava dalgaları, hem insan sağlığını hem de doğal yaşamı olumsuz etkiliyor. Aşırı sıcaklar, enerji tüketimini artırırken, su kaynakları üzerindeki baskıyı da büyütüyor. Buna karşılık kış ayları daha ılık geçerken kar ve düzenli yağış miktarlarında azalma görülüyor. Yağışlar genellikle kısa sürede ve şiddetli şekilde gerçekleştiği için sel ve taşkın riski de doğal olarak artıyor.
Bu mevsim kaymaları tarım sektörünü doğrudan etkiliyor. Antalya, Türkiye’nin en önemli seracılık ve yaş sebze-meyve üretim merkezlerinden biri. Ancak değişen sıcaklık dengeleri, ekim ve hasat zamanlarının kaymasına, ürün kalitesinde ve veriminde düşüşe yol açıyor. Ani sıcaklık değişimleri ve beklenmedik don olayları özellikle narenciye üreticilerini zor durumda bırakıyor. Ayrıca artan kuraklık, sulama ihtiyacını yükselterek üretim maliyetlerini arttırıyor.
Ormanlar ve doğal ekosistem de mevsim kaymalarından ciddi şekilde etkileniyor. Uzayan ve kuruyan yaz mevsimi, orman yangınlarının daha sık ve daha yıkıcı hale gelmesine neden oluyor. Antalya çevresinde yaşanan büyük yangınlar, hem biyolojik çeşitliliği hem de turizm bölgelerini tehdit ediyor. Doğal bitki örtüsündeki değişimler, yaban hayatının yaşam alanlarını daraltıyor.
Turizm açısından bakıldığında ise mevsim kaymalarının hem olumlu hem olumsuz etkileri var. Yaz sezonunun uzaması turizm süresini artırsa da aşırı sıcaklar, özellikle yaz ortasında turist konforunu azaltıyor. Buna karşın ilkbahar ve sonbahar aylarının daha ılık geçmesi, alternatif turizm türlerini öne çıkarıyor.
Sonuç olarak mevsim kaymaları, Antalya’da çevresel, ekonomik ve sosyal yapıyı önemli ölçüde değiştiriyor. Bu durum, sürdürülebilir çevre politikalarının ve iklim değişikliğine uyum çalışmalarının önemini her geçen gün daha da arttırıyor.
Kısacası tüm bu sektörlerde planlamalar buna göre yapılmalı, mevsim kaymalarının dezavantajları akıllı planlamayla avantaja dönüştürülmeli.
Bu konu çok önemli, yetkili ve ilgililerin bu konuya özel olarak eğilmesi şart. Bakalım yapabilecek miyiz?