8.Dönem Toplu İş Sözleşmesi’nin yankıları sürüyor. Her kademeden ve meslekten kamu çalışanı, zam oranlarına karşı tepkilerini ortaya koyarken, bu tepkilerden biri de Eğitim Gücü Sendikası’ndan geldi.
TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİ ELEŞTİRİLDİ
Eylemde konuşan Albayrak, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerini sert sözlerle eleştirdi: “Süreç baştan sona bir oyun sahnesi gibiydi. Hükümetin teklif ettiği oranlar, milyonlarca kamu emekçisinin yaşam koşullarını hiçe saymaktadır. 2026 ve 2027 yıllarına yönelik zamlar, enflasyon ve artan yaşam maliyetlerinin çok gerisindedir. Yetkili sendika ise süreci bir tiyatro oyunu gibi sahneleyerek gerçek bir mücadeleden kaçmıştır. Hakem Heyeti süreci ise tam bir trajediye dönüştü. Yetkili sendikanın sorumluluktan kaçması, üyelerini yanıltmıştır.”
SORUN SADECE ZAM DEĞİL
Albayrak, toplu sözleşme sorununu sadece zam oranlarıyla sınırlı görmediklerini vurguladı: “Bu, kamu emekçilerinin temel yaşam hakkının hiçe sayılmasıdır. Öğretmenler, memurlar ve sağlık çalışanları ay sonunu getiremiyor, kiralarını ödeyemiyor, çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın sunduğu ek ödemeler, hayat pahalılığı karşısında yetersiz ve samimiyetsizdir. 2-3 bin liralık ek ödemeler, 30-35 bin liralık kira fiyatları karşısında hiçbir anlam ifade etmemektedir.”
‘SEFALET MUTABAKATI’
Başkan Albayrak, 2025’in ‘Aile Yılı’ ilan edilmesini de eleştirdi: “Kamu emekçilerine yapılan sembolik aile ve çocuk yardımları, yoksulluğa itilen ailelerimizin yaşadığı trajediyi görmezden gelmiştir. Engelli kamu çalışanlarının, şeflerin ve üniversite idari personelinin sorunları ihmal edilmiş, akademik personelin yetersiz ödenekleri ise geleceğe ertelenmiştir. Yetkili sendikanın yalnızca belirli çıkar gruplarını koruyan tutumu kabul edilemez. Masada imzalanan bu sefalet mutabakatı bizler için yok hükmündedir.”
TALEPLER NET VE KARARLI
Albayrak taleplerini ise şöyle sıraladı: “Yoksulluk sınırının altında kalan maaş teklifleri reddedilmeli, tüm kamu çalışanlarına insanca yaşam koşulları sağlayacak temel ücret verilmelidir. Taban aylık, refah payı, kira yardımı, bayram ikramiyesi, eş ve çocuk yardımları ekonomik koşullara göre artırılmalıdır. Tüm meslek gruplarının hak kayıpları giderilmeli, adalet sağlanmalıdır. Öğretmenlerin ek ödemeleri artırılmalı, özel hizmet tazminatları ve özlük hakları iyileştirilmelidir.”