ÖZEL HABER

Okul kantininde fiyat krizi

Artan hayat pahalılığı, okul kantinlerindeki fiyatları da vurdu. VELİ-DER Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, birçok öğrencinin okulda aç kaldığını, beslenme yetersizliğinin öğrenme süreçlerini sekteye uğrattığını ve bu durumun özellikle yoksul ailelerin çocukları için eğitimde ciddi eşitsizliklere yol açtığını belirterek, ücretsiz ve sağlıklı okul yemeği uygulamasının artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldiğini söyledi

Okulların açılmasıyla birlikte kantin fiyatlarındaki artış, öğrencilerin beslenme hakkını doğrudan etkiliyor. Veli Derneği (VELİ-DER) Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, kantin ürünlerine gelen zamların çocukları açlığa ittiğini, birçok öğrencinin teneffüslerde sınıfta kalmayı tercih ettiğini belirtti. Koç, çocukların eğitim hakkının bir parçası olarak ücretsiz, sağlıklı ve dengeli bir öğle yemeğinin devlet tarafından karşılanması gerektiğini vurguladı.

KANTİNDE TOST 85 TL, SİMİT 25 TL
Geçtiğimiz haziran ayında 70 TL olan kaşarlı tost fiyatının yeni eğitim döneminde 85 TL’ye çıktığını belirten Koç, simit ve poğaça gibi ürünlerin de 20 TL'den 25 TL'ye yükseldiğini ifade etti. Meşrubat ve su fiyatlarının da benzer şekilde arttığını dile getiren Koç, bu durumun çocukların sağlıklı beslenmesini neredeyse imkânsız hale getirdiğini söyledi.

‘AÇLIĞINI GİZLEMEK İÇİN TENEFFÜSE ÇIKMAYAN ÇOCUKLAR VAR’
Ekonomik krizin veliler üzerindeki baskısını artırdığını dile getiren Koç, “Artık çocuklarımız okulda aç kalıyor. Teneffüslerde kantine inemeyen, arkadaşlarının arasında bir şey yiyemediği için utanan çocuklarımız var. Aç olduğunu belli etmemek için teneffüse bile çıkmayan çocuklarımızdan bahsediyoruz. Ders esnasında açlıktan bayılan çocuk haberlerini her geçen gün daha fazla duyuyoruz. Bu trajik tablo artık münferit değil, ne yazık ki çok yaygın ve giderek derinleşen bir durum” dedi.

‘VELİLER ARTIK EĞİTİM MASRAFLARINI KARŞILAYAMIYOR’
Eğitim masraflarının velilerin bütçesini aşar hale geldiğini ifade eden Koç, “Geçtiğimiz yıllarda veliler çocuklarının okul ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kredi çekmek zorunda kalıyordu. Şimdi ise bırakın kredi çekmeyi, artık bu borcu ödeyebilecek gelir düzeyine bile sahip değil çoğu aile. Sürekli artan harcamalar karşısında dar ve orta gelirli vatandaşlar çaresiz kalıyor. Eğitim harcamaları artık birçok aile için ulaşılamaz bir yük haline geldi” şeklinde konuştu.

‘İLK OKULU BIRAKAN KIZ ÇOCUKLARI OLUYOR’
Yaşanan ekonomik zorlukların doğrudan okul terklerine yol açtığını belirten Koç, “Okulu ilk bırakanlar genellikle kız çocukları oluyor. Bu durumun devamı, çocuk işçiliği, erken yaşta evlilik, sokakta çalışmak zorunda kalan çocuklar ya da çok daha ağır sosyal sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu bir çocukluk hakkı ihlali olduğu kadar, toplumun geleceğine yönelik büyük bir tehdit” dedi.

‘HER DÖRT ÇOCUKTAN BİRİ YOKSUL’
Türkiye’de her dört çocuktan birinin yoksul olduğunu hatırlatan Koç, “Yetersiz beslenme sadece fiziksel değil, zihinsel gelişimi de olumsuz etkiliyor. Beslenme eksikliği çocukların öğrenme kapasitesini düşürüyor, okulda başarısızlığa yol açıyor, eğitim sürecinden kopmalarına sebep oluyor. Eğitimde fırsat eşitliğinden bahsetmek istiyorsak önce çocukların en temel ihtiyacı olan beslenmeyi garanti altına almalıyız” diye konuştu.

‘ÜCRETSİZ OKUL YEMEĞİ BİR LÜTUF DEĞİL, TEMEL HAKTIR’
Ücretsiz okul yemeği uygulamasının sosyal bir yardım olarak değil, bir hak olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Koç, “Sağlıklı, dengeli ve ücretsiz okul yemeği çocukların eğitime eşit erişimi için vazgeçilmezdir. Bu bir ayrıcalık değil, bir lütuf değil; her çocuğun hakkıdır. Bu hak sosyal devlet olmanın gereğidir. Anayasa’nın 42. maddesi açıkça belirtir: Eğitim hakkı güvence altındadır. Ancak çocuk açken, sağlığı yerinde değilken bu haktan yararlanması mümkün değildir” dedi.

‘BİR ÖĞÜN SICAK YEMEK, EĞİTİMDE BÜYÜK FARK YARATIR’
Okulda sunulacak bir öğün sıcak yemeğin yoksul çocuklar için büyük bir destek olduğunu vurgulayan Koç, “Araştırmalar gösteriyor ki, okul günlerinde verilen sıcak öğle yemeği, çocuğun toplam sıcak yemek ihtiyacının yaklaşık yüzde 16’sını karşılayabiliyor. Bu da dar gelirli bir aile için aylık harcamaların yüzde 10’u demek. Bu yemek yalnızca bir öğün değil; çocuğun derse odaklanması, gelişimini sağlıklı şekilde tamamlaması ve eğitim hayatına devam edebilmesi için hayati bir araç” dedi.

‘KAYNAK YOK DİYEMEZSİNİZ’
Devletin bütçe ve kaynak kullanımında önceliklerini sorgulamak gerektiğini belirten Koç, “Bize sürekli 'kaynak yok' deniliyor ama nerelere kaynak ayrıldığını hepimiz biliyoruz. Defalarca silinen vergi borçlarını, çeşitli teşviklerle desteklenen büyük sermaye gruplarını görüyoruz. Burada mesele kaynak değil, tercihler meselesidir. Devlet, çocuğun en temel hakkı olan sağlıklı beslenmeye öncelik vermelidir” ifadelerini kullandı.

‘3 YAŞINDAN İTİBAREN HER ÇOCUĞA BİR ÖĞÜN YEMEK SAĞLANMALI’
VELİ-DER olarak taleplerini net bir şekilde dile getirdiklerini söyleyen Koç, “Biz diyoruz ki; okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilmeli ve çocuklar 3 yaşından itibaren eğitim kurumlarında en az bir öğün sağlıklı ve dengeli yemek alabilmelidir. Bu, hem çocuk gelişimi hem de eğitimde fırsat eşitliği açısından çok büyük bir adımdır. Üstelik bu sadece bugünün değil, geleceğin toplumu için de önemli bir yatırımdır” dedi.

‘YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR’
Yetkililere ve topluma çağrıda bulunan Tülin Koç, “Çocuk açlığı, çocuk yoksulluğu ve buna bağlı olarak artan okul terkleri tarihinin en yüksek seviyesinde. Bu kriz derinleşmeden acilen adım atılmalı. Kamuoyunu bu konuda sessiz kalmamaya ve çocuklarımızın sesi olmaya davet ediyoruz. Çünkü yarın çok geç olabilir” diyerek sözlerini tamamladı.