'Onları görünmez duvarların içine hapsediyoruz'
Sanayi devrimi ile başlayan süreçte insanoğlunun hayatına kitlesel üretim kavramının girdiğini belirten Akbaş şöyle konuştu: 'Bu durum, sadece üretim ile sınırlı kalmamış hayatımızın her alanına yansımıştır. Eğitim de bu alanlardan birisidir. İnsanoğlu, toplumları da adeta bir sanayi ürünü gibi kitlesel olarak işleme ve eğitme eğiliminde olmuş, ortalama düzeyde çocuklara odaklanmış, farklı ve nadir durumlara çözüm üretmek yerine onları görmezden gelmeyi yeğlemiştir. Bu yaklaşımın 21. Yüzyılda bile devam ettiğini görüyoruz. Örneğin bugün bizim ülkemizde bile üstün zekalı birçok çocuğumuzu tespit edemiyoruz, alması gereken eğitimi veremiyoruz ve onları sıradan bireylere dönüştürüyoruz. Diğer taraftan erken teşhisle, eğitimle ve destekle sosyal hayatta yer alma ihtimali olan otizmli çok sayıda çocuğumuza gerekli imkanları sunamıyoruz ve onları görünmez duvarların içine hapsediyoruz. Ancak biliyoruz ki; bugün konuşacağımız otizm gibi rahatsızlıklar konusunda önümüzde çok sayıda bilinmezliğin olduğu, aşılması gereken zor bir yol var. Bu önemli yolculukta şüphesiz ki en ağır ve anlamlı görevlerden birisi biz eğitimcilerin omuzlarındadır. Özellikle okul öncesi eğitimciler atacakları doğru adımlarla, yapacakları doğru seçimlerle insanların, ailelerin hayatını değiştirebilme gücüne sahiptir. Otizm de bu çerçevede okul öncesi eğitim sürecinde tespit edilmesi gereken, eğitimcilerimizin omuzlarına sorumluluk yükleyen bir özel durumdur. Bugün burada bulunan siz değerli katılımcıların bu sorumluluk bilinciyle aramızda olması son derece önemlidir.' (İHA)