Bir zamanlar, Antalya’nın sıcak topraklarında doğan bir kız çocuğu vardı. Adı Pakize. Gazipaşa'nın sımsıcak rüzgarları altında büyüyen bu kız, hayatının ilmeklerini öğrenmeye başladığı ilk günlerden itibaren, eğitimin değerini kavramıştı. Ancak o dönemde kız çocuklarının eğitimi pek de kolay değildi. Mahallesinde okul olmadığı için Pakize, ilköğrenimine başka bir ailenin yanında kalarak, Gazipaşa Bucağı'nda başladı. Babasının hoca olmasının etkisiyle, onunla birlikte götürülmesi toplumun gözünde soru işaretleri yaratabileceğinden, dayıları tarafından okula götürüldü. Ancak bu zorlu yolculuk onun kararlılığını sarsmadı.

KÖY ENSTİTÜSÜ: BİLGİ VE EMEK

1938'de Alanya İlkokulu'nu bitirdikten sonra, eğitimine Antalya Aksu Köy Enstitüsü'nde devam etti. Burada aldığı eğitimle donanarak, eğitim yolunda sağlam adımlar attı. 1947'de ise Ankara Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nden mezun oldu. Bu süreç, Türkoğlu'nun eğitim ve öğretim alanındaki derin bilgisini ve tecrübesini şekillendirdiği kritik bir dönem oldu.

Asfdfsdf

Pakize'nin hikayesi, köy enstitülerinin ışığında şekillenmeye başladı. Yolculuğu, okulda öğrendiği bataklıkları kurutmakla başladı. İlköğrenimini tamamlamak için çabalayan bu genç kız, enstitüdeki eğitimde kendi tabiriyle amelelik değil, bilimsel bilgiyle donatılmış bir öğrenci olarak kendini buldu. Tuğlaları taşırken, dikiş dikerken aslında sadece fiziksel emek harcamıyordu; analitik düşünme ve çözümleme yetenekleriyle de donanıyordu. Bu eğitimin bir parçası olduğu kadar onun için yaşamın bir parçasıydı.

EĞİTİMİN YENİ YÜZÜ

Köy enstitülerinin yöntemleri, zamanının ötesindeydi. Pakize, enstitüde geçirdiği yıllarda çevresindekilerin bakış açılarına da meydan okuyordu. O dönemde bir öğrenci, sadece masa başında oturup yazı yazmakla sınırlıydı. Ancak köy enstitüsü öğrencileri, gerçek yaşam becerilerini kazanıyor, üretkenliği ve bağımsızlığı öğreniyordu.

BİR EĞİTİMCİ, BİR MİRAS

Türkoğlu'nun etkileyici kariyeri eğitimcilikle sınırlı kalmadı. Yazılarıyla da topluma önemli katkılar sağladı. Dergi ve gazetelerde kültür ve eğitim konularında kaleme aldığı yazılar, geniş bir okur kitlesine ulaşarak düşünsel birikimini paylaştı. Türkiye Öğretmenler Sendikası'nın yönetiminde bulunması da, eğitim alanındaki sosyal sorumluluğunu gösteren önemli bir adımdı.

Adfaedgdsaga

Pakize Türkoğlu'nun edebi mirası, "Tonguç ve Enstitüleri" adlı eseriyle öne çıktı. Bu yapıtıyla, Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü'nü kazanarak edebiyat dünyasında önemli bir iz bıraktı. Eserinde, Türkiye'nin eğitim tarihine ışık tutarak, gelecek kuşaklara önemli bir miras bıraktı.

ARDA KALANLAR

Pakize Türkoğlu, yaşamı boyunca eğitimin değerini savundu. Yıllar geçtikçe, eğitim sistemlerinde pek çok değişiklik yaşandı ancak o, köy enstitülerinde edindiği deneyimlerin eşsizliğini hep korudu. İnsanlara sadece kitaplardan öğretilen bilgileri değil, yaşamın gerçeklerini de öğretti.

Pakize Türkoğlu, yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı aramızdan ayrıldı ancak bıraktığı iz baki kalacak. Onun öğretileri ve yaşamı, gelecek nesillere ilham olmaya devam edecek. O, bir yazar, bir yol gösterici ve eğitimin gerçek anlamını keşfeden bir öncüydü.

Muhabir: ERENDİZ ÖZKURT/ÖZEL HABER