Genetik geçişli ve sinsi ilerleyen Polikistik Böbrek Hastalığı (PKBH), dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ciddi bir sağlık sorunu olarak her yıl 4 Eylül'de farkındalık günüyle gündeme taşınıyor. Uzmanlar, hastalığın kesin tedavisi olmasa da erken tanı, düzenli takip ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla böbrek fonksiyonlarının korunabileceğini vurgularken; PKBH’nin çoğu zaman belirti vermeden ilerlemesi nedeniyle toplumda yeterli bilincin oluşmadığına dikkat çekiyor.
PKBH’nin sinsi seyreden ve ilerledikçe böbrek fonksiyonlarını bozan ciddi bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ramazan Çetinkaya, "Her yıl 4 Eylül, genetik geçişli ve yavaş ilerleyen bir hastalık olan Polikistik Böbrek Hastalığı hakkında toplumu bilinçlendirmek için önemli bir fırsat. Bu hastalık böbreklerde çok sayıda sıvı dolu kistin oluşmasıyla karakterizedir ve zamanla böbrek fonksiyonlarını bozabilir" dedi.
PKBH'nin en yaygın formunun Otozomal Dominant PKBH olduğunu belirten Çetinkaya, "Hastalar genellikle yüksek tansiyon, sırt ve yan ağrısı, idrarda kan, sık böbrek enfeksiyonları gibi şikâyetlerle başvuruyor. Ne yazık ki hastalık ileri evrelere geldiğinde böbrek yetmezliğine yol açabiliyor" diye konuştu.
‘ÖNLEM ALMAK MÜMKÜN’
PKBH'nin şu anda kesin bir tedavisinin olmadığını dile getiren Prof. Dr. Çetinkaya, erken tanının hastalığın seyrini yavaşlatmak açısından kritik önemde olduğunu vurguladı: "Bu hastalıkta erken tanı gerçekten hayat kurtarıcı olabilir. Kan basıncının kontrol altında tutulması, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve düzenli tıbbi takip ile hastalığın ilerlemesini önemli ölçüde yavaşlatmak mümkün. Bazı ileri vakalarda ise böbrek nakli gerekebiliyor" dedi.
‘FARKINDA OL, FARK ETTİR’
Farkındalık günlerinin yalnızca bilgilendirme değil, aynı zamanda destek ve dayanışma için de önemli olduğunu belirten Çetinkaya, şu ifadeleri kullandı: "Bu özel gün, hastaların hem tıbbi hem de psikolojik olarak desteklenmesi, ayrıca bilimsel araştırmaların teşvik edilmesi açısından çok kıymetli. Unutmayalım: Erken tanı hayat kurtarır. Farkında ol, fark ettir."
‘HER 10 KİŞİDEN 1’İ BÖBREK HASTALIĞI İLE YAŞIYOR’
Dünya genelinde böbrek hastalıklarının yaygınlığına da dikkat çeken Çetinkaya, her 10 kişiden 1’inin kronik böbrek hastalığı ile yaşadığını söyledi. Çetinkaya, "Bugün dünya genelinde yaklaşık 850 milyon insan böbrek hastalıklarıyla mücadele ediyor. Her yıl yaklaşık 5 milyon kişi, tedaviye erişemediği için böbrek yetmezliğinden hayatını kaybediyor. Böbrek hastalıkları, dünya genelinde ölüm nedenleri arasında 10. sırada yer alıyor ve bu oran her geçen yıl artıyor" dedi.
‘BÖBREKLERİMİZİN KIYMETİNİ GEÇ KALMADAN ANLAYALIM’
Böbreklerin insan vücudundaki hayati görevlerine de değinen Çetinkaya, "Böbreklerimiz günde yaklaşık 50 kez kanı süzüyor ve zararlı maddeleri vücuttan atıyor. 1 dakikada 1,2 litre kanı süzebiliyorlar. Hatta sadece yüzde 20’si çalışsa bile sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz. Bir böbrekle bile yaşam kalitesi korunabilir" dedi.
‘TUZ TÜKETİMİNİ AZALTARAK BÖBREKLERİMİZİ KORUYABİLİRİZ’
Tuz tüketiminin böbrek sağlığı üzerindeki etkisine dikkat çeken Prof. Dr. Çetinkaya, "Tuz tüketiminin azaltılması, böbrek hastalıklarını yüzde 20 oranında önleyebilir. Ayrıca diyabet ve hipertansiyon, kronik böbrek hastalıklarının en yaygın nedenleri arasında yer alıyor. Bu nedenle sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve kontrol altında tutulan tansiyon, böbrek sağlığı için vazgeçilmezdir” diye konuştu.