Rotanızı buraya çevirin

Konyaaltı’nın dağlarına doğru vurdunuz kendinizi. Hisarçandır, Üçoluk derken bir kavşak noktasına geliyorsunuz. Buranın adı Söğütcuması. Diğer adıyla Eski Kemer. Dağların arasında bir kavşak noktasında, üç ilçenin sınırında, tabiri caizse uç beyliğindesiniz. Arkanızda Konyaaltı, önünüzde Kumluca, yanınızda Kemer. Müthiş bir peyzaj, sarsıcı bir coğrafya, üstünüzde hafif bir gökyüzü… Büyük bir köy burası… Cuma günleri pazar kuruluyor. Civardaki birçok yerleşim boşalmış durumdayken, Söğütcuması hareketli, kalabalık, canlı… Eskiden Antalya merkezi Elmalı’ya bağlayan yol buradan geçiyormuş. O günlerin hatırası, işlerliği halen duruyor beldede. Söğütcuması’nda kısa bir mola keyifli olacaktır. Bu dağ köyünde uğrak noktası haline gelen Tostçu Nadir’i tavsiye ederim. Sonrasında da rotanızı Saraycık’a çevirin. Buradaki Kithanaura antik kenti, 2004-2007 yılları arasında Nevzat Çevik başkanlığında yürütülen Bey Dağları Yüzey Araştırmaları projesi kapsamında detaylıca incelendi ve bilim dünyasına duyuruldu.

Yolun ikiye böldüğü kent

Kenti ikiye bölen asfalt orman yolunun bir yanında nekropol, diğer tarafında ise akropol yer alıyor. Yolun hemen altında, Kithanaura’nın en özgün yapısı olan ‘heroon’ (kahraman mezarı) bulunuyor. Saraycık Mezar Anıtı diye literatüre geçen bu yapı, günümüze kısmen sağlam gelmiş durumda. Lahitleri ve anıt mezarları arkanızda bırakarak antik kente doğru yürüdüğünüzde ilk karşılaşacağınız yapı hamam-gymnasion kompleksi. Hamamın yanından akropole doğru dik bir patika uzanıyor. Doğu-batı yönünde uzanan akropol üstünde ve eteklerinde kalıntılar bulunuyor. Akropolün 3 girişi var. Biri güneybatı, diğeri doğu, üçüncüsü de kuzeybatıda. Hamamın yanından uzanan patikayla ulaşılan asıl giriş anıtsal ölçekte.

Termessos’a bağlı yerleşim

Anıtsal kapıdan girilince akropol meydanına ulaşılır. Kuzeydeki Roma çağı bazilikasının Bizans döneminde kiliseye çevrildiği anlaşılıyor. Bu yapının dışında kentte tespit edilmiş iki kilise daha var. Bouleterion, sebasteion gibi yapıların dışında bir tapınak ve yanındaki kutsal alan da görülebilir. Akropol eteklerinde ise hamam-gymnasion kompleksi, agora ve işlikler yer alıyor. Bu bölgede görülen Phalloslu Yapı da kentin ilginç alanlarından biri. Kelbessos’ta da bir benzeri bulunan bu yapı, duvarındaki phallos kabartmasıyla dikkat çekiyor. Roma ve Bizans döneminde orta ölçekli bir kent olduğu anlaşılan Kithanaura’ya ilişkin en erken veri, MÖ 1. yüzyıla tarihlenen sikkelerdir. Patara Yol Anıtı’ndan anlaşıldığı üzere, kent MS 1. yüzyıldan itibaren Termessos’un egemenlik alanı içinde yer alıyordu. Roma çağında büyüyen kent, Bizans döneminde ise Perge Metropoliti’ne bağlı önemli bir piskoposluktu.

Devletin parçaladığı eserler

Bu kadar laftan sonra hamam-gymnasion kompleksi için de iki satır bir şeyler söyleyelim. Kithanaura yerleşimin en nitelikli, en iyi korunmuş iki yapısından biri bu hamam-gymnasion kompleksi. Diğeri de ‘Saraycık Heroonu’ diye literatüre geçen anıt mezar. Bazı bölümleri çatı başlangıcına kadar ayakta olan hamam-gymnasion kompleksi 7 bölümden oluşuyor. Ana bölümlerin yan yana sıralandığı geleneksel Likya hamam tipinde olan kompleks, MS 1. yüzyıl sonu ya da 2. yüzyıla tarihleniyor. Saraycık Heroonu için ise ne yazsak eksik kalacaktır. Devletin bir bölümünün koruduğu, diğer tarafı yıkıyor. Heroon bunun en tipik örneği. Antik kenti ikiye ayıran orman yolu açılırken, bu anıt mezar zarar görmüş. Birçok lahit ve anıt mezar kalıntıları da dozerlerle sağa sola atılmış. Bunu gören, bilen yöre halkının bu tarihi mirasa sahip çıkması ne kadar beklenebilir? Devletin yıktığını halk nasıl korusun? Yöredeki Kithanaura, Kelbessos, Trebenna gibi kentler bu soruyu sıkça sorduruyor insana.