Hayattan keyif aldığınız anları neye göre belirliyorsunuz? Ne olduğunda, “Evet, ben şu an keyifliyim” diyorsunuz?
Bu anlar, herkese göre değişkenlik gösterip hiçbir zaman bir kalıba sığmaz. Hatta bu anlar öyle uyum sağlar ki hayatın akışına, siz anın farkına bile varamayabilirsiniz.
Ben bu anlardan birini Milo ile keşfettim.
Andan keyif almanın bile bir farkındalığı oluyor ve ne yazık ki çoğu insan farkındalık yaşayamadan bu dünyadan göçüp gidiyor. İşte ben de bu yazımda sizlere anın keyfini yaşamanın ufak farkındalıklarını göstermek istedim.
Milo ile her anımdan keyif aldığımı bir kenara bırakarak Antalya’nın rüzgarlı bir gününe gözümüzü açtığımız zaman dilimine götürüyorum sizleri…
Etraftaki dingin sessizliği bozan rüzgarın sesini hissetmek… Size göre huzurlu bir an mıdır?
Bizim Milo ile cevabımız evet idi.
Sabahın ilk ışıklarında yürüyüşe çıkmak için hazırlandık. Hava, fırtına öncesi sessizliğe bürünmüş bize tatlı sürprizler yapmak üzere dışarı çıkmamızı bekliyordu. Etraf o kadar sessizdi ki bu sessizliğin ardından büyük bir gürültü kopacağı ihtimalini düşünmeden duramıyordum.
Milo ile her zamanki güzergahımızda yürüyüşümüzü gerçekleştiriyorduk. Milo her yere kokusunu bırakıyor, ben sessizliğin huzursuzluğunu üzerimden atmak için müzik dinliyordum. Etraf birden keskin bir rüzgara teslim oldu. Ağaçlar yapraklarını döküyor, rüzgar süregelmiş düzenini bozmaya kararlı bir şekilde etraftaki her bir detayın yerini değiştiriyordu.
Fırtına gelmiyordu, fırtına çoktan buradaydı.
Kendimi koruma içgüdüsü ile hemen Milo’ya seslenip eve gitmek üzere yolumuzu değiştirmek istedim fakat Milo, parkın ortasına oturmuş, huzurlu bir şekilde bana bakıyordu.
İlk bakışta ne yaptığını anlamadım. Yanına gidip onu eve gitmeye ikna etmeye çalıştım ama o ısrarla orada oturmaya devam ediyordu.
Sonunda pes ettim... Doğru yerde pes etmek, hayatta bazı farkındalıkları kazanmamıza yardımcı olabiliyor. Ben de doğru yerde pes ettiğimi Milo’nun yanına oturunca anladım.
Milo, gözlerini kapatmış, esen rüzgarın tadını çıkartıyordu. İşte o zaman Milo’nun ne yaptığını anladım: Anı yaşıyordu.
Onu taklit ettim ve gözlerimi kapatıp rüzgarın tatlı dokunuşunu yüzümde hissetmek için kendime izin verdim.
Hayatımın çoğu anında rüzgara karşı bir duruş sergilediğimin farkındaydım aslında ama asıl farkına varmam gerekenin bu duruştan aldığım keyif olduğunu bilmiyordum. Bu farkındalığı Milo sayesinde yaşayarak bu anı yüreğimin derinliklerinde taşımaya devam ettim.
Artık yüzümü ne zaman rüzgara çevirsem bu hayattan ne kadar keyif aldığımı fark edip ufak bir tebessüm ile hayatıma devam ediyorum. Eğer sizler de bir zamanlar benim olduğum gibi bazı farkındalıkları henüz yaşayamayanlardansanız; dışarı çıkıp rüzgarın size fısıldayacaklarını dinlemeyi deneyebilirsiniz. Kim bilir, belki de rüzgar size Aysu ve Milo’nun hikayesini anlatacaktır.