Sahip

Geçmişte nüfus sayımında evlere gelen görevliler bir ara ailenin reisini sorarlardı. İlk defa kendi evimde böyle bir sayıma denk geldiğimde “Eşitlik?” dedim. Memur tuhaf tuhaf baktı. Anladım o zaman, erkek egemen dünyada ben teröristtim. “Benim” dedim... Kabul görmedi. Kabileymişiz demek ki. Mağaraya ya da çadıra da benzemiyordu ev ama bilemedim. İlkel toplum modeli.

Kadın arkadaşlarımdan biri, bir gün hukuki bir hakkını ararken tartıştığı erkeğin ”Sen git, sahibin gelsin” dediğini söylemişti. Sahip... Meğer biz kadınlar kendimizi bilmiyormuşuz, evcilmişiz.

Şu sıralar Hüdapar’ın söylemi dolanıyor ortalıkta; ”Yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi”... Hemen bir koşu aşı defterime baktım, durum vahim. Açıklama yapmış neyse ki Hüdapar Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün; “Kurulmak istenen fon aracılığı ile yalnız yaşayan kadınlara maddi destek sağlanması” amaçmış (Halktv.com - 18/05/2023 Haberi). Gerçekten mi? Samimi mi?

En önemlisi şu ki kadınlar aciz mi? Zorlukla ayakta duran varsa yardıma muhtaç hale gelen, sebebini tespit ettik mi? Her şeye rağmen yaşanılan ve yaşatılmaya çalışılan, gelenek, görenek, inanç kıskacı erkek egemen sistem (ataerkil zihniyet) olmasın sebebi? Amaç kadını özel alana hapsetme gayreti de olabilir mi? Hani ses çıkarmasın her şeye ve görünmesin orta yerde. Öyle ya zinhar rahatsız eder erkek milletini.

Sağlıklı bir toplum, sağlıklı aileler ve sağlıklı bireyler isteniyorsa öncelikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini aşmak, en doğal hak olan insan haklarını kadına teslim etmek gerekli. Toplumsal rollerde hapsettiğiniz, bu sebeple eğitimine ve gelişmine bile köstek vurduğunuz, giyimine kuşamına, yediğine içtiğine, konuşmasına, tavrına, tarzına, yaşamına, bedenine karıştığınız,  kadınlardan çekin ellerinizi. Kadına bir yardımınız dokunacaksa, öncelikle laik eğitimle eğitin kadını, bilinçlendirin, güçlendirin. Aciz insanlar ve acziyet değil, güçlü bireyler yaratın. Kadın ya da erkek fark etmez, kimse bir başkasının istediği gibi yaşamak zorunda değil. Herkesin kendi hayatıdır, baskılayamaz, hükmedemezsiniz. Kadınların hayatına, yaşamlarına hükmetme gayreti yerine, kendi hayatlarınıza çeki düzen verin ve kendi hayatınıza hükmedin. Erkeği bir reis, hükümran gibi yetiştirmek yerine eşitlikçi, insan gibi insan olarak yetiştirin.

Kadınlarımız;

Size giydirilen ve giydirilmek istenen kılıfın farkında mısınız? Özgürlüğünüze haklarınıza göz dikildiğinin farkında mısınız? Daha dün mücadele ile kazanılan haklarınızın bugün gidişatına bakar mısınız? İnançlı iseniz şayet, itaat ve kulluk görevini neden ataerkil sistemin dayattığı kişilere yapmaktasınız? Bu da bir nevi şirk değil mi? Size dayatılmak istenen her şeyi kaldırın rafa. Size söylenenlerin aksine düşünmek de sorgulamak da okumak da günah değil, korkmayın. Düşünün ve sorgulayın. Erkeğin nefsine hakim olamaması sebebi ile ya da hükümranlık ve güç sevdası ile neden kadın ezilmek, baskılanmak, her şeye dikkat etmek zorunda? Neden kadına şiddet mesela? Toplumun yarısı kadın. Yaradılışımızdan ne aciziz, ne zayıfız. Sonradan bunlar yapıştırılıyor üstümüze, toplumsal rollerle esaret halkaları takılıyor her yaşta bilezik diye. Oysaki hepimiz işçiyiz, emekçiyiz, emekliyiz, anayız, babayız, eşiz, sevgiliyiz, kardeşiz. Yok birbirimizden farkımız çünkü biz insanız. Hepimiz kendimize gelmeli, eşitlikle el ele vermeliyiz.

Seçime giderken mutlaka çok iyi düşünmeli ve dimdik ayağa kalkmalı her kadın. Unutmayın, köle değiliz, esir değiliz, cariye değiliz, evcil ise hiç değiliz. Bakın söylemlere, bu da yetmez sadece, bakın kadına şiddet haberlerine, çevrenize. Neler olup bitiyor? Ne yaşanıyor, kadınları ne bekliyor gelecekte?

Bu seçim için iyi düşünün, neyi seçeceksiniz? Kadınlar için bir yanda insan hakları, eşitlik ve adalet var. Diğer yanda ise dini ve inancı kullanarak kadınlara hükmetmeye çalışan erkek egemenliği. Şunu soruyor kadına; özgürlük ve eşitlik mi istediğiniz, yoksa geleneksel dayatılan rollerde ataerkile kulluk, kölelik, cariyelik mi?

Tabii ki raydan çıkan ekonomik verileri ve yaşamı da unutmadan...

Adil, özgür, eşit, barış ve huzur dolu aydınlık yarınlar olsun.

Sevgi ve saygılarımla...