Dört yıl önce aramızdan ayrılan gazeteci, yazar rahmetli Selahattin Duman’ın arşivime aldığım, dönemin amiral gemisi gazetede yazdığı bir yazısını zamanıdır, biraz da tebessüm edelim diye siz okurlarımla paylaşmak istedim. Uzunca bir köşe yazısının Yapay Zekâ bölümü. Yapay Zekâ iyi kullanılırsa ne olur, kötü kullanılırsa ne olur? Eski ile yeniyi harmanlayan muhteşem bir yazı. Ben kalemine hayrandım, saygıyla anıyorum.
ADI YAPAY ZEKÂ
Sıfır maliyetli bir şeyi internetin kıymetlisi haline getirip, meraklısına beş-on milyar dolara satmak TÜSİAD’ı da aşan bir iş becerisi sayıldığından o yola gidilmiş.
Chatbot yani ‘Sohbet Botu’ adı verilen düzeneğe ‘Yapay Zekâ’ denmiş. Kısaltılmış adı ise ‘Tay’ olarak tesmiye edilmiş.
Sen internet kullanıcısı olarak bu Tay ile tanışıyorsun, istediğin konuda sohbet ediyorsun.
Yalnızlıktan çatlama noktasına gelen, bir aspirin almak için girdiği eczaneden ‘sosyalleşme namına’ yarım saatte çıkamayan Batı insanına göre bir uygulama.
Ana fikir ise Tay ile sohbete tutuşan müşterinin söyleyecekleri ile onu eğitmesi. Ne kadar çok konuşursanız ‘yapay zekâ’ o kadar öğrenecek, bir sonraki sohbete daha akıllanmış olarak devam edecek.
Lakin işler böyle yürümemiş.
Bir bakmışlar ki yapay zekâ Tay kiminle sohbete tutuşursa ağzını bozuyor. Sadece belden aşağı yürümüyor. İdeolojik kategoride en geri ne düşünce varsa onu savunuyor.
Temsil, sen Naziler hakkında ne düşündüğünü soruyorsun. ‘Tay’ sana ‘Hitler haklıydı, Yahudileri kesmek lazım’ diye cevap veriyor.
Son zamanda kafasını Meksikalı göçmenlere takmış, lafı açıldığında aklına geleni saydırıyor.
UNUTULAN ŞEY
Bill Gates’in dâhileri programı ‘Neyi yanlış yaptık?’ diye didiklemişler, bakmışlar ki insanlığın temel değerleri programda yok. Kodlamayı unutmuşlar.
O yüzden de yapay zekâ Tay müşteriden neyi öğrendiyse onu doğru biliyor.
Misal sen Tay denen düzeneğin ağzına ‘79 şartı tamamlarsak Avrupa Birliği bizi içeri alıyor. Sen 32 farzı tamamla Rabbim seni cennetine alsın’ diye bir laf veriyorsun.
Tay bunu tartışılmaz bilgi kabul edip, bir sonraki sohbetinde satıyor.
Yahut iptal ettiğin kredi kartı yüzünden bankanın seni her gün aradığını anlatıyorsun. Tay buradan; ‘kredi kartınızı iptal ettirmeyin, banka içip içip kapınıza dayanır!’ manası çıkarıyor.
Ben Tay’ın sohbetlerinde Türkçe kullanmadığına seviniyorum. Halbuki Türkçe önemli lisandır.
İmam Cafer-i Sadık’tan rivayet olunur ki Hazreti Âdem efendimize Cennet’ten kovulduğu, diğer lisanlardan yapılan tebligatı anlamazdan geldiği için Türkçe olarak tebliğ edilmiştir.
Eğer Tay dilimizi bilseydi, zıvanadan çıkması için yirmi dört saat fazla gelirdi. Sen ‘N’aber Tay kardeş?’ diye sohbete girerdin. O sana ‘Sen kimsin ya!’ diye saydırırdı.
* * *
Bill Gates’in yeni icadı olan Tay düzeneği, cehaletin kısa sürede yoldan çıkarılacağını ispatladı. Ben yine de Türkçeyi iyi öğrettikleri takdirde yapay zekânın kendini geliştirebileceğine inanıyorum. Evlilik programlarına dadanan ‘Dede’nin kişisel gelişimi bana umut veriyor.
Torunu ‘Dede, sen evlenirken ninemden elektrik aldın mı?’ diye sormuş. Dede ‘Almadım evladım’ demiş ve açıklamış:
‘Bizim zamanımızda gaz lambası vardı, beni gaza getirdiler’
Eğer bu Tay düzeneği Türk insanı sayesinde dede kadar hazır cevap olabilirse insanlık kazanır. Hasılat da Bill Gates’e gider”
Rahmetli Selahattin Duman ağabeyimiz sizi bu yapay zekâ konusunda biraz tebessüm ettirdiyse ne mutlu.