Geçtiğimiz gün Emre Belözoğlu, Antalyaspor ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Hatta ‘yapı’ dedi, yönetimsel konulara girdi, Antalyaspor’da köklü değişimler yapılması gerektiğini belirtti.
Emre Belözoğlu Antalyaspor ile ilgili “Kimseyi dinlememiş bir yapı oluşmuş orada. O yapının tamamen değişmesi lazım. Kulüp yapısının tamamen değişmesi gerekiyor. Taraftar bize sokakta çok güzel bir sevgi gösterdi. İnsanlar bizi çok sevdi. Baktım ilk mağlubiyette hem de en kötü yaşayabileceğimiz mağlubiyette ‘istifa’ dediler ben de istifa ettim” ifadelerini kullandı.
Öncelikle kulübün yapısı ile ilgili haklı olduğu bir konu var.
AŞ, dernek ve vakıf üçgenin Antalyaspor’da tartışmaya açılması gerekiyor.
Güçler ayrılığının Antalyaspor’a faydaları ve zararlarının konuşulması ve bugüne kadar ne verdiğinin tartışılması gerekir.
Antalyaspor’a yatırımcı bulalım demiyorum çünkü Antalyaspor halkındır ancak halkın Antalyaspor’a ne kadar destek verdiği ve sahip çıktığı da tartışılmalıdır ve konuşulmalıdır.
Gelelim ‘Kimseyi dinlememiş bir yapı oluşmuş’ ifadelerine… Antalyaspor’da 1 yıla yakın süre çalışmış bir isim böyle konuşuyorsa oturup düşünmek gerekiyor.
Bu açıklamalar önemli. Şimdi gelelim istifa konusuna.
‘Mağlubiyetten sonra ‘istifa’ dediler ben de istifa ettim’ diyor hoca da sezon başındaki istifasının nedeni neydi söylemiyor.
Kaldı ki, sezon başında istediği oyuncular alındı.
Ancak bugün görüyoruz ki kadro planlamasında hatalar olduğunu kendisinden sonra takımın başına geçen teknik direktör söyledi.
Kaç defa istifa ettiğini kaç defa geri döndüğünü ben hatırlamıyorum.
Gelelim takımın fizik durumuna.
Sezon başında bu takımın iyi hazırlık dönemi geçirmediğini bugün sahada görebiliyoruz.
Kaldı ki takımın şuan ki hocası da zaten devamlı olarak futbolcuların fizik olarak hazır durumda olmadığından bahsediyor.
Emre hoca, Antalyaspor ile ilgili saha dışı açıklamaları yaparken ve tespitlerde bulunurken saha içindeki durumu da bir görebilse keşke. Kendindeki hataları da kabul edebilse.
Bu işler ‘İstifa dediler ben de istifa ettim’ demekle olmuyor ne yazık ki…