Yeni bir özgürleşme meltemini teneffüs etmek!

Portekiz'de 1974 yılının Nisan ayında şiddet kullanmadan gerçekleştirilen bir halk darbesi gerçekleşir.

25 yıllık diktatörlük dönemi sona erer.

Bu darbe, Portekiz'in otoriter bir diktatörlükten kurtulup demokrasiye geçişini gerçekleştirecek iki yıllık bir değişimin de başlangıcı olur.

1974 tarihindeki Eurovision Şarkı Yarışmasında Portekiz'i temsil eden Paulo de Carvalho'nun ‘E depoi do adeus’ (Vedalaştıktan sonra!) isimli şarkısının çalınmasıyla devrimin sinyalleri gelmeye başlar.

25 Nisan 1974 günü Zeca Alfonso'nun ulusal radyo kanalında söylenen “Grandola Villa Morena” (Kahverengi Şehir!) adlı şarkısı ile darbe başlar. Sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen halk düşük rütbeli subayların başlattığı darbeyi desteklemek amacıyla sokaklara taşar. “Faşistlere ölüm!” diye bağırır. Fakat asker halkı itidale çağırır, bu söylem daha sonra yerini şarkılara bırakır.

Herkes devrim şarkısını söylemektedir. Askerilerin ele geçirdiği stratejik noktalardan biri olan Lizbon Çiçek Pazarı'nda fazla sayıda olan karanfilleri silah ve tank namlularına soktukları görüntüler tüm dünyaya yayılır. Darbenin adı da konmuştur artık: Karanfil Devrimi.

20’nci yüzyılın en önemli devrimlerinden biridir.

Ülkede, sanattan spora, siyasetten bilime her alanda baskı vardır, sansür vardır.

Portekiz özgürleşmiştir.

Darbe, düşük rütbeli subaylar ve sol görüşlü askerler tarafından yapıldığından dolayı “Yüzbaşılar Hareketi” olarak da bilinmektedir.  Darbenin ardından göreve gelen Ulusal Kurtuluş Cuntası yurttaşlık haklarını ve demokratik hakları sağlamlaştırmak, yeni bir anayasa hazırlanması için bütün yurttaşların sahip olduğu tek dereceli oy hakkıyla özgür seçimler gerçekleştirmek ve sömürgeleri tekrar barışa kavuşturmak görevini üstlenir. Siyasi polis teşkilatı dağıtılır, siyasi tutuklular özgür bırakılır ve sansür kaldırılır.

25 yıllık diktatörlük sona ermiştir.

Karanfil Devrimi ile birlikte Portekiz’in Afrika'da uyguladığı sömürgeci politika ve devam ettirdiği savaş da bitmiş olur. Bu devrim sonucunda Batı Avrupa'nın en uzun süren diktatör yönetimi olan Estado Novo olarak anılan ve Salazar'la başlayan sıkıyönetim son bulur. Bu darbe ile Avrupa'daki son diktatörlüklerden biri daha yıkılmış olur.

Devrimden iki ay sonra Haziran ayının ilk günü Portela havaalanına bir uçak iner.

Uçağın yolcularından biri de Gabriel Garcia Marquez’dir.

Marquez, Karanfil Devrimi ile ilgili duygularını şöyle dile getirir:

“Gençlikteki o ilk karşılaşmalara özgü deneyimi yeniden yaşıyor gibiydim. Etrafta sadece Portekiz’e erken gelmiş yazın ve deniz mahsullerinin kokusunu değil, her yere sinmiş yeni türde bir özgürleşmenin meltemini de teneffüs etmemek elde değildi.” 

Geçtiğimiz 25 Nisan, Portekiz’de Karanfil Devrimi’nin 49’uncu yıl dönümüydü.

Portekiz'de her 25 Nisan, Özgürlük Günü (Dia da Liberdade) adıyla kutlanır.

Darbelerle değil, şarkılarla gelecek yeni bir özgürleşme meltemini teneffüs etmeye var mısınız?