Dünya Kupası'nda artık sona yaklaşıyoruz.
Kupa başladığı hatta grup maçları oynanırken yazdığım yazıda artık yıldızların değil, takım oyunu oynayabilen kulüplerin ön plana çıkacağını söylemiştim.
İşte Dünya Kupası da bize bunu kanıtlıyor.
Fransa önemli yıldızlara sahip bir takım.
Ancak yıldızlarının yanında oturmuş bir oyun şablonu ve birbirini tanıyan oyuncuları var.
Arjantin ise biraz daha Messi ile yola devam ediyor gibi görünse de geçmişe nazaran daha mücadeleci, kavgacı, birbiri için oynamayı başarabilen bir takım haline gelmişler.
İşte bu çok önemli.
Diğer yandan Hırvatistan yaşlı bir takım olmuş olsa da, onlar da takım oyununu sahaya iyi yansıtabilen bir yapıda oynuyorlar.
Yeteneklerinin yanında takım olmayı başarabilen, takım oyununu sahaya en iyi yansıtmayı başaran milli takımların başında geliyorlar.
Turnuvanın en büyük sürprizini yaratan Fas ise tam bir takım oyunu ortaya koyuyor.
Birbirini iyi tamamlayan, çok koşan, mücadele eden, karşılaşma boyunca canını dişine takan ve taş gibi diyebileceğimiz bir takım durumundalar.
Yaşadıkları rüyanın sonu final yada kupa olur mu bilemem ama bana göre kupayı kim evine götürürse götürsün, ortaya koydukları futbol ile Fas turnuvanın kazanlarındandır.
Çok iyi savunma yapıyorlar, gol yemiyorlar, fizik olarak çok güçlüler.
Maçlarda çok fazla oyuncusu ön plana çıkıyor.
Yani bireysel performans değil, takım halinde iyi oynuyorlar.
Geçmişte Yunanistan'ın sadece savunma futbolu oynayarak Avrupa Şampiyonu olduğu takım gibi değiller.
Günümüz futbolunun gereklilerini sahaya yansıtıyorlar.
Yıldızlar topluluğu İngiltere'nin ve hatta dünyanın en önemli futbolcularından olan Ronaldo'nun gözyaşı içinde evine döndüğünü izledik.
Her dünya kupası bizlere farklı bir futbol yapısını işaret eder.
Bu dünya kupasının bizlere gösterdiği en önemli nokta da takım oyunu olacaktır.
Günümüz futbolunda başarılı olabilmek için artık sadece yıldızlar yetmeyecek.