GÜNDEM

Antalya Kitap Fuarı kapılarını açtı

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 15.’si düzenlenen Kitap Fuarı açıldı. Açılış töreninde konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, “Kitap cahil toplumların en büyük korkusudur. O yüzden 15 yıldır vatandaşlarımızı, özellikle de çocuklarımızı ve gençlerimizi kitapla, bilgiyle ve bilimle buluşturmayı en önemli görevlerimizden biri olarak görüyoruz” dedi.

Antalya Kitap Fuarı bu yıl 15. kez kapılarını açtı. Açılışa CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin yanı sıra onur konuğu olarak Zülfü Livaneli de katıldı.

“CAHİL TOPLUMLARIN EN BÜYÜK KORKUSU”
Programda konuşan Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, “Türkiye’de belediyeler tarafından gerçekleştirilen en büyük kitap fuarına, 15. Antalya Kitap Fuarımızın açılışına hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Kitap fuarımız bundan on beş yıl önce çadırlarda başlayan ve bugün milyonu aşan ziyaretçi sayısıyla Antalya’nın kültür ve sanatın da kalbi olma yolundaki kararlılığının en önemli göstergesidir. Biz kültürün, sanatın ve kitapların gücüne inanıyoruz. Kitaplar cahil toplumların en büyük korkusudur. Aydınlığa doğru yürüyen toplumların meşalesidir. Çünkü okuyan bir toplum, sorgulayan, düşünen ve üreten bir toplumdur. O nedenle vatandaşlarımızı, özellikle de çocuklarımızı ve gençlerimizi kitapla, bilgiyle ve bilimle buluşturmayı en önemli görevlerimizden biri olarak görüyoruz. Bu vesileyle Antalya Kitap Fuarı’yla bizleri tanıştırarak bu güzel geleneği başlatan ve on beş yıldır aralıksız süren bu kültür şölenini bizlere armağan eden Sayın Muhittin Böcek Başkanımıza huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum” dedi.

TEMA: ADALET VE ÖZGÜRLÜK
“Geçen yıl 14.’sünü düzenlediğimiz kitap fuarını insan olmak temasıyla gerçekleştirmiştik. Bu yılki fuarımızı ise hepimizin ortak özlemlerini ifade eden güçlü bir temayla açıyoruz” diyen Özdemir, “Kitapla umuda, adalete, özgürlüğe… Çünkü kitaplar yalnızca bilgi kaynakları değil, aynı zamanda özgür düşüncenin, adalet arayışının ve geleceğe dair umudun da en kıymetli yol arkadaşlarıdır. Umuda, adalete ve özgürlüğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zor günlerde, adalete olan inancımızı koruyarak kitapların ışığında özgürlüğümüzü, umutlarımızı ve yarınlarımızı büyütmek için bir arada olacağız. Bu vesileyle Filistin halkının acısını yürekten paylaştığımızı, barışın ve özgürlüğün her coğrafyada hâkim olması için kalemlerimizi, sözlerimizi ve dualarımızı birleştirdiğimizi; Gazze’ye insani yardım götüren Sumud Filosu’nu da yürekten desteklediğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.

Büşra Özdemir, “Geçtiğimiz yıl fuarımıza 1 milyon 56 bin ziyaretçi katıldı. Bu yıl da aynı coşku ve heyecanla yine rekor katılıma ulaşacağımıza inanıyorum. Fuarımızda 260 yazar, 220 yayınevi Antalyalı kitapseverlerle buluşacak. Edebiyat dünyamızın en değerli kalemleri söyleşiler, imza günleri ve sohbetlerle fuarımıza zenginlik katacak. Antalya’nın yerel yazarları da açılacak stantlarda okurlarıyla bir araya gelecek” diye konuştu.

FUARDA KİMLER YER ALACAK?
Büşra Özdemir fuarda yer alacak sanatçıları da açıkladı: “Eserlerinde özgürlük, umut, insanlık ve mücadele gibi kavramlara sıkça değinen Zülfü Livaneli’nin fuarımızda onur konuğu olması bu açıdan bizler için son derece anlamlıdır. Yine kitap fuarımızda bu yıl Ahmet Ümit, Mustafa Balbay, Tuna Kiremitçi, Saygı Öztürk, Buket Uzuner, Nasuh Mahruki, İsmail Küçükkaya, Engin Alan, Hidayet Karakuş ve Erol Mütercimler gibi isimler okuyucularıyla buluşacak. 3-12 Ekim tarihlerinde on gün sürecek olan fuarımızın kapılarını her sabah 10.00 ile akşam 20.00 saatleri arasında Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezimizde tüm ziyaretçilerimize açık tutacağız” dedi.

MARKA OLDU
Büşra Özdemir sözlerini, “Antalya Kitap Fuarı artık sadece bir fuar değil, şehrimizin marka değerlerinden biri haline gelmiştir. Sadece kitapların sergilendiği alan olmaktan çıkmış; farklı düşüncelerin buluştuğu, yeni fikirlerin yeşerdiği, umutların ve hayallerin paylaşıldığı kültür köprülerine dönüşmüştür. Bu köprüleri güçlendirmeye, eğitim, kültür ve bilgi aydınlığına açılan en geniş pencereyi Atamızın izinde çağdaş, özgür, bilinçli bir Antalya için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” ifadeleriyle sonlandırdı.

“ZOR YILLARDAN DAHA ZORLU BİR DÖNEMDEYİZ”
Özdemir’in ardından söz alan Zülfü Livaneli, “Pırıl pırıl insanlar, sizleri görmek her zaman çok güzel” sözleriyle konuşmasına başladı. Livaneli, “80’li yıllarda ‘Zor Yıllar’ diye bir parça yapmıştım ve o bir albümün de adıydı. O yılların zor olduğunu düşünüyorduk ama şimdi belki daha da zor yıllardayız. Bu tip yönetimlerin olduğu ülkelere baktığınızda halkın da bir şekilde beyni yıkanmış oluyor. Yüzde 70-80 civarında destek alan yönetimler görebiliyoruz. Ama Türkiye’ye bakıyorum; bu itiraz kültürü, ‘Ben senin gibi düşünmüyorum, özgür olarak farklı düşünüyorum’ diyen insanların sayısı milyonlarca. Bu sayı hiçbir zaman azalmıyor, hatta son günlerde gördüğümüz gibi artıyor. Bu çok önemli bir şey. Geçici değil; gerçekten Türkiye’nin mayasına karışmış bir özellik” dedi.

KÜLTÜR VURGUSU

Livaneli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözünün boşuna söylenmediğini belirterek, “Atatürk’ün akşam sofralarını okuduğumuzda, o sofraların aslında bir üniversite gibi olduğunu görürsünüz. Sanat, dil, şiir konuşulurdu. O büyük bir askerdi; Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı anlatabilirdi. Ama sofralarda tek bir askerlik anısı bile yoktu; hep kültür konuşulurdu. Çünkü biliyordu ki yeni cumhuriyetin, yeni ülkenin, yeni insanının zihniyet dönüşümü ancak kültür yoluyla sağlanabilirdi” dedi.

“UMUTLA ÇALIŞMALIYIZ”
Livaneli, “Antalya Kitap Fuarı’na bir milyondan fazla insan geliyor. Bu ne demek? Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir şey olabilir? Bizim kitaplarımız yurt dışında da yayınlanıyor. Oradaki yayıncılarla konuştuğumuzda inanamıyorlar. Ben ‘Antalya Kitap Fuarı’na gittim, bir milyondan fazla insan vardı’ desem, hayretle bakıyorlar. Ama biz bu mucizeyi başarmış bir halkız. Elinizde ne kadar çok kitap görüyorum. Çok kıymetli yazar arkadaşlarımız da burada olacak. Dolayısıyla bizim mücadelemiz bir kültür mücadelesidir. En önemli mücadelemiz budur. Zaten siyaseti de kültür besler. Onun için önümüz aydınlıktır. Hiçbir zaman bundan kuşku duymadım. Ama bu pasif bir umut değil, aktif bir umut. ‘Bir gün nasıl olsa iyi olur’ diye beklemeyelim. İyi olması için aktif bir umutla çalışalım. Sizler de bunu yapıyorsunuz” diyerek sözlerini sonlandırdı.