GÜNDEM

‘Bozkırın Tezenesi’ ölümünün 13. yılında anılıyor

Türk halk müziğinin efsanevi ismi, UNESCO tarafından ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ unvanıyla onurlandırılan Neşet Ertaş, aramızdan ayrılışının 13. yılında çeşitli etkinliklerle anılıyor

25 Eylül 2012’de prostat kanserine yenik düşerek tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren ‘Bozkırın Tezenesi’ olarak hafızalara kazınan büyük usta, aramızdan ayrılışının 13.yılında da türküleriyle hala milyonların gönlünde yaşamaya devam ediyor.

TÜRKÜLERLE YOĞRULMUŞ BİR ÖMÜR
1938’de Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya gelen Ertaş, halk ozanı Muharrem Ertaş’ın oğlu olarak küçük yaşta bağlama çalmayı öğrendi. Köy düğünlerinden başlayarak sahnelere uzanan sanat yaşamında, hiçbir zaman halktan kopmadı. Türkülerinde aşkı, gurbeti, hasreti, yoksulluğu ve Anadolu insanının sevinçlerini dile getirdi.

UNUTULMAZ ESERLER BIRAKTI
‘Zahidem, Gönül Dağı, Neredesin Sen, Ah Yalan Dünya’ ve daha nice eseriyle kuşakları birbirine bağlayan Ertaş, gönüllere dokunan sözleri ve kendine özgü tavrıyla halk müziğinin en güçlü temsilcilerinden biri oldu. Kendisine yöneltilen ‘usta’ yakıştırmalarına rağmen, “Ben halkın sanatçısıyım” diyerek mütevazı kişiliğinden ödün vermedi.

SAZIYLA VE SÖZÜYLE BİR EKOL
Yaşamının büyük bölümünü halk konserleriyle geçiren Ertaş, halk müziğine kazandırdığı özgün yorumlarla yalnızca bir sanatçı değil, aynı zamanda bir kültür taşıyıcısı oldu. UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri'ne alınarak ‘Yaşayan insan hazinesi’ kabul edildi. Halk edebiyatı geleneğini çağımıza aktaran Ertaş, hem bağlamanın ustası hem de sözün eri olarak anılıyor.

TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDA ANILIYOR
Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012’de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Vasiyeti üzerine Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı’na defnedilen sanatçının mezarı, her yıl binlerce seveni tarafından ziyaret ediliyor. Ölüm yıldönümü vesilesiyle Kırşehir başta olmak üzere birçok şehirde konserler, sempozyumlar ve türkü dinletileri düzenleniyor.
Sevenleri, onu ‘Anadolu’nun sesi’ ve ‘Bozkırın vicdanı’ olarak nitelendiriyor. Türk halk müziğine kattıklarıyla ölümsüzleşen Ertaş, sözleriyle olduğu kadar halktan kopmayan duruşuyla da gelecek nesillere ilham veriyor.