Uzman Psikolog Anıl Yıldız, dijital oyun bağımlılığının özellikle yaz tatili gibi uzun ve boş geçen dönemlerde çocuklar arasında arttığını söyledi. Yıldız, “Okul gibi bir düzen ortadan kalkınca çocukların oyun dışında zamanlarını planlamakta zorlandığını görüyoruz. Bu da oyun bağımlılığına giden süreci hızlandırıyor” dedi.
OYUN BAĞIMLILIĞI NEDİR?
Dijital oyun bağımlılığının, çocuğun oyunları kontrolsüz, aşırı ve işlevselliği bozacak şekilde oynaması olduğunu belirten Yıldız, “Çocuk artık oyunu bırakamıyor, oynamadığı zaman huzursuz oluyor, oyun dışında başka hiçbir şeyden keyif almıyor. Bu durum, çocuğun günlük yaşantısında ciddi problemlere yol açıyor. Arkadaşlık ilişkileri zedeleniyor, aile içi iletişimde sorunlar baş gösteriyor. Uyku düzeni bozuluyor, derslerine karşı ilgisi azalıyor ve bu da onun genel ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkiliyor” diye konuştu.
‘YAZ TATİLİNDE EKRAN SÜRESİ ARTIYOR’
Yaz tatilinde uyku ve uyanma saatlerinin kaymasının, sosyal etkinliklerin azalmasının ve can sıkıntısının artmasının ekran sürelerini artırdığını ifade eden Yıldız, “Çocuklar özellikle arkadaşları online oyunlardaysa, sosyalleşme ihtiyaçlarını da buradan karşılamaya başlıyorlar. Bu durum, onların gerçek yaşamda sosyal beceriler geliştirmelerini engelliyor ve dijital dünyaya bağımlılıklarını artırıyor. Bu nedenle, çocukların ekran başında geçirdikleri zamanı dikkatle takip etmek ve onları sosyal hayata yönlendirmek büyük önem taşıyor” dedi.
BAĞIMLILIK BELİRTİLERİNE DİKKAT!
Bağımlılık belirtilerine dikkat çeken Yıldız şu ifadelere yer verdi: “Birazdan bırakacağım deyip saatlerce devam etmesi, oyun kısıtlandığında öfke nöbeti yaşaması, temel ihtiyaçlarını ertelemesi, daha önce sevdiği şeylerden uzaklaşması, göz altlarında morluk, dikkat dağınıklığı ve halsizlik gibi durumlar varsa bağımlılık haline gelmiş demektir. Bu belirtiler, çocuğun oyunla olan ilişkisini sağlıksız bir noktaya getirdiğinin göstergesidir ve mutlaka müdahale edilmesi gerekir.”
UZMANLARDAN ÖNERİLER
Bu durumda yapılması gerekenlere değinen Yıldız, “Günlük sınırlar koyulmalı, örneğin günde bir ya da iki saat gibi makul bir süre belirlenmeli ve bu süre belirli saat aralıkları içinde olmalıdır. Ayrıca çocukların enerjilerini ve ilgilerini başka alanlara yönlendirecek alternatif aktiviteler planlanmalı. Doğa yürüyüşleri, sanatsal etkinlikler, fiziksel oyunlar gibi etkinliklerle çocuğun hem bedensel hem de ruhsal gelişimi desteklenmelidir. Ekranlar asla cezalandırma aracı olarak kullanılmamalı, aksine düzenli ve planlı bir rutinin parçası olarak sunulmalıdır. Aileler, çocuklarıyla birlikte oyun oynayarak dijital dünyayı anlamaya çalışmalı, böylece onlarla daha sağlıklı bir iletişim kurulabilir. Sabır ve anlayışla yaklaşmak, çocukların oyun dünyasında kendilerini başarılı ve sosyal hissetmelerini desteklemek açısından oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.
SAĞLIKLI DENGE KURULMALI
“Buradaki amaç oyunları tamamen yasaklamak değil, çocukların dijital oyunlarla sağlıklı bir denge kurmasını sağlamaktır” diyen Yıldız şöyle konuştu: “Çünkü dijital oyunlar, çocukların hayal gücünü, stratejik düşünme yeteneklerini ve reflekslerini geliştirebilir. Ancak bu faydalar, oyunların kontrollü ve dengeli kullanımıyla mümkün olur. Eğer oyun kullanımı çocuğun ruhsal, sosyal ve fiziksel gelişimini zorlayacak boyuttaysa, mutlaka alanında uzman bir psikolog ya da pedagojik destek alınmalıdır. Böylece çocukların sağlıklı gelişimleri desteklenmiş olur.”