DEVA Partisi Antalya İl Başkanı Özlem Arlıer, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında yaptığı açıklamada engelli bireylerin karşılaştığı sorunlara dikkat çekerek kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Arlıer, engelliliğin toplumda yanlış algılandığını belirterek, “Engellilik kesinlikle bir eksiklik, bir kusur ya da kişinin hayatındaki bir yetersizlik değildir; tam tersine toplumun doğal çeşitliliğini oluşturan çok değerli bir parçasıdır. İnsanların farklılıklarıyla bir arada eşit ve onurlu bir şekilde yaşayabilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak ise devletin ve toplumun ortak sorumluluğudur” dedi.
Arlıer, engellerin kaynağının çoğu zaman fiziksel engeller değil, toplumsal ve yönetsel eksiklikler olduğunu vurgulayarak, “Asıl engel, yıllardır yapılması gereken düzenlemelerin tam anlamıyla hayata geçirilmemesi, kamusal alanların düzenlenmemesi, farkındalığın toplum genelinde hâlâ yeterince gelişmemesidir. Bu eksiklikler giderilmediği sürece engelli bireylerin yaşamı her gün daha da zorlaşmaktadır” şeklinde konuştu.
‘SORUNLAR AÇIK VE NETTİR, ÇÖZÜMÜ BEKLİYOR’
Engelli bireylerin Antalya’da karşılaştığı temel sorunların yıllardır ortada olduğunu söyleyen Arlıer, erişilebilirlik konusundaki eksiklikleri şu sözlerle anlattı: “Antalya’nın pek çok yerinde sokaklar, caddeler, kaldırımlar, toplu ulaşım araçları, kamu binaları ve hatta dijital hizmetler bile engelli bireyler için hâlâ yeterince ulaşılabilir durumda değil. Bu şartlarda günlük yaşamlarını sürdüren engelli yurttaşlarımız büyük zorluklarla karşılaşıyor. Oysa erişilebilirlik bir lüks değil; herkes için tanınması gereken en temel yaşam hakkıdır.”
Eğitimde fırsat eşitsizliğinin devam ettiğini belirten Arlıer, “Engelli öğrenciler, kaynaştırma eğitimi kapsamında hak ettikleri akademik ve psikolojik desteği alamıyor. Okullarda özel eğitim öğretmenleri ve destek personeli sayısı yetersiz kalıyor, materyal eksikliği yaşanıyor. Bu durum çocuklarımızın eğitim hakkının açık bir şekilde ihlal edilmesi anlamına geliyor” dedi.
İstihdamdaki sorunlara da değinen Arlıer, “İşverenlerin önyargıları, engelli bireylerin yeterliliklerini görmezden gelmeleri ve kota uygulamalarının gerektiği gibi denetlenmemesi, onların iş gücüne katılmasının önündeki en büyük engellerden biri. Her birey gibi engelli yurttaşlarımızın da üretmek, katkı sunmak ve kendi ayakları üzerinde durarak bağımsız bir yaşam kurmak en doğal haklarıdır” ifadelerini kullandı.
Sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sıkıntıları vurgulayan Arlıer, “Rehabilitasyon merkezlerinin sayısı mevcut ihtiyacın çok altında. Ulaşım sorunları, sağlık cihazlarının maliyetlerinin giderek artması ve geri ödeme süreçlerindeki gecikmeler, engelli bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürüyor. Bu sorunların çözümü için acilen adım atılması gerekiyor” diye konuştu.
Toplumsal önyargıların hâlâ güçlü olduğunu belirten Arlıer, “Maalesef hâlâ engelli bireylere ‘yetersiz’, ‘başaramaz’, ‘yardıma muhtaç’ gibi etiketler yapıştırılıyor. Bu bakış açısı hem onların sosyal hayata katılmasını zorlaştırıyor hem de ağır bir psikolojik baskı oluşturuyor. Toplumun bu yanlış algıları artık değişmelidir” dedi.
‘ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ NETTİR VE UYGULANABİLİR’
DEVA Partisi olarak engelli bireylerin yaşamını kolaylaştıracak somut adımlar önerdiklerini belirten Arlıer, “Evrensel tasarım ilkesi artık tüm kamu binalarında, özel sektör yapılarında, ulaşım araçlarında, dijital platformlarda ve kamusal hizmetlerde zorunlu hale getirilmelidir. Bir şehir ancak herkes için erişilebilir olduğunda gerçekten yaşanabilir olur” ifadelerini kullandı.
Eğitim alanında kalıcı çözümler gerektiğini vurgulayan Arlıer, “Okullarda özel eğitim öğretmeni sayısı artırılmalı, destek personeli güçlendirilmeli, sınıf materyalleri erişilebilir hale getirilmelidir. Engelli öğrenciler hiçbir koşulda eğitim hakkından mahrum kalmamalıdır; bu devletin garantisi altına alınmalıdır” dedi.
İstihdam konusunda daha güçlü politikaların şart olduğunu söyleyen Arlıer, “Kota uygulamaları yalnızca kâğıt üzerinde değil, gerçek denetimlerle hayata geçirilmelidir. İşyerlerinde engelli bireylerin ihtiyaçlarına uygun çalışma ortamları oluşturulmalı, işverenlere yönelik teşvikler artırılmalıdır” diye konuştu.
Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gerektiğini ifade eden Arlıer, “Rehabilitasyon merkezleri daha fazla bölgede kurulmalı, protez ve medikal cihazlara ücretsiz ya da düşük maliyetle erişim sağlanmalı, geri ödeme süreçleri hızlandırılmalıdır. Sağlık, herkes için olduğu gibi engelli bireyler için de en temel haktır” dedi.
Toplumsal farkındalık çalışmalarının önemine değinen Arlıer, “Medya, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve eğitim kurumlarıyla birlikte yürütülecek geniş kapsamlı kampanyalarla önyargılar kırılmalıdır. Engellilere yönelik ayrımcılığın her türüyle kararlı bir mücadele yürütmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
‘ENGELLİ BİREYLERİN SESİNİN DUYULMADIĞI KENTTE EŞİTLİKTEN SÖZ EDİLEMEZ’
Açıklamasının sonunda güçlü bir mesaj veren Arlıer, “Engelli bireylerin sesinin duyulmadığı, ihtiyaçlarının görülmediği ve taleplerinin dikkate alınmadığı bir kentte gerçek demokrasi ve eşitlikten söz etmek mümkün değildir. Engelsiz bir Antalya mümkündür; yeter ki siyasi irade kararlı olsun, toplumsal duyarlılık güçlendirilsin ve bu konuda samimi adımlar atılsın” dedi.