ANTALYA Kent Konseyi, 21 yıl önce daha iyi bir Antalya kurgulayabilmek için kuruldu. Bünyesinde barındırdığı alt çalışma grupları ve meclisleriyle vatandaşların sesi olan ve yerel idarecilere yol gösteren Konsey, bu özelliği ile Türkiye'de bir ilk oldu. Bugün Kent Müzesi, Konyaaltı Sahil Projesi gibi birbirinden önemli projelerde söz sahibi olan ve şehrin sorunlarına çözüm üretme noktasında birbirinden önemli önerilerde bulunan Antalya Kent Konseyi'nin Başkanı Semanur Kurt ile Antalya'yı, Konsey'i, ve projeleri konuştuk. Biz sorduk, Başkan Kurt Antalya Ekspres okuyucuları için cevapladı

Antalya Kent Konseyi, meclisleriyle ve çalışma gruplarıyla büyük bir aile. Peki, bu aile ne yapıyor?

Antalya Kent Konseyi, Türkiye'de bu yapıyla kurulan ilk kurumdur. Ulusal ve uluslararası düzeyde örnek bir model olduğumuzu söyleyebilirim. Kentteki tüm toplulukları kapsayan, içinde kamunun yer aldığı bir yeriz. Antalya'da yaşamın olduğu her alanda aktif bir şekilde çalışıyor, sorunlara çözüm üretiyoruz. Kısacası bize dokunan her şey Kent Konseyi'ni ilgilendiriyor. Araştırmalarımızı konunun uzmanları ve yerel halkın iradesiyle birlikte yapıyoruz ve çözüm önerileri sunuyoruz. Açıkcası birilerinin kafasına göre şehri yönetmesine karşı çıkıyoruz. Yerel halkın, kentin gerçeklerine ve ihtiyaçlarına göre planlanıp hizmet politikasını yürütmesini sağlamaya çalışıyoruz. Aslında yerel demokrasinin gelişmesini sağlamak noktasında büyük önem taşıyoruz. Farklılıkları bir araya gelip tartışabilen bir yapımız var. Siyasi ve etnik farklılıkları bir araya getiriyoruz.Bu şehrin ihtiyaçlarını nasıl giderebiliriz noktasında üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz. Örgütsüz kesimin iradesini de ortaya koyması yönünde mahalle çalışmalarımız da var. Kentin ortak aklı olmaya çalışıyoruz. Kaliteli bir kentte yaşama hedefimiz var. Gelecekteki neslin ihtiyaçlarını ipotek altına almadan, bugünün ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çözüm önerileri üretiyoruz.

Kent Konseyi'nin siyasi bir yapısı var mı?

Farklılığımız, bir siyasi yapıya bürünmemek zaten. Geçtiğimiz süreç içerinde burayı ele geçirmeye çalışanlar olmuş olabilir ancak biz buna izin vermedik. Türkiye'deki belli yapılarda siyaset yarışı var. Burası yerel halka açılan bir yer. Siyasiler de buraya katılabiliyor. Ama belediyenin arka bahçesi değiliz. Böyle bir model olmadık, olmayacağız da. Elbette siyasi partilerin yaptıkları bize ilgilendirebiliyor, bizim yaşamımıza dokunduğu için. Ancak partilerin burada aktif olması mümkün değil. İsim vermem doğru değil ancak burayı ele geçirmek isteyenler oldu zamanında. Buradaki süreci gördükleri için vazgeçtiler. Burası buna müsaade etmez. Buradaki tek kimlik kentli kimliği. Buranın tek gayesi bu kente sahip çıkmak. Tek şapka ise kentli.

Halkın fikirlerini önemsediğinizi söylediniz. Yoldan geçen biri de fikirlerini size beyan edebiliyor mu? Ya da siz, dikkate alıyor musunuz?

Bir kere yapıya baktığınız zaman temsile dayalı bir yapı var. Kurum ve kuruluşlarının üyeleri oluyor burada. Kişi değil kurum temsili söz konusu. Örneğin eğitim çalışma grubu. Kentte eğitimle ilgili çalışma yapan her kurumdan birileri burada görev alıyor, söz söylüyor. Bunun dışında yoldan geçen biri de gelip düşünceleri ifade ediyor. Yoldan geçene kapıyı kapatmıyoruz, fikirlerini dinliyoruz.

Belli çalışma gruplarıyla belli projeler üretiyorsunuz? Geri dönüşler nasıl oluyor? Kent Konseyi'nin düşünceleri dikkate alınıyor mu?

Bir kere Antalya Kent Konseyi, bu şehirde örgütlü ve en iyi kamuoyu oluşturan kurum. Hayata geçen fikirlerden çok öte, sunmuş olduğumuz projeler, belirttiğimiz fikirler dikkate alınıyor. Sunduğumuz projeler büyük oranda hayata geçti. Bunu biz gözlemliyoruz. Yerel idarecilerin, siyasi partilerin programlarına yansıyor. Dolayısıyla bu anlamda ciddi anlamda dikkate alındığını biliyoruz.

Birkaç örnek verebilir misiniz?

Çok sayıda var. İlk başta yola çıkarken hep kentin plansızlığını eleştirdik, çarpık kentleşmeyi gündeme getirmeye çalıştık. Alt yapı ve üst yapı hizmetlerindeki eksiklikler, denizin kirlenmemesi gibi durumlar dile getirildi. Biyolojik Artıma Tesisi, Konsey'in önerisiydi. O dönem aslında kamuoyundan bir esneklik bulsalardı vazgeçeceklerdi. Buranın ciddi bir takibiyle hayata geçti. Vakıf zeytinliğinin yani Zeytinpark'ınbirinci derece sit alanı ilan edilmesinde katkımız var. Buranın önerisiydi. Sokak çocukları ve madde bağımlılarıyla ilgili çalışmalar yaptık. Bunların hepsinde bizim imzamız var. Bunun yanı sıra gençleri spora teşvik eden ciddi önerilerde bulunduk. İmar planı ve uygulamada adil dağılımı önerdik. Falezlerin korunması, Antalya'daki çevre ve gürültü kirliliğiyle alakalı önerilerimiz de oldu. Çok fazla çalışmamız var bu konuyla ilgili. Saymakla bitmez. Bütün belediye başkanları bizim çalışmalarımızı bilir.

Antalya'da öncelikli sorun olarak neleri görüyorsunuz?

Ulaşım problemi en büyük sorun. Bir anket çalışması yaptık 4-5 yıl önce ve ulaşımın en büyük problem olduğunu gördük. Bunun dışında kaldırım işgalleri görüntü kirliliğine sebep oluyor. Bunun önüne geçilemedi. Tabelalarda bir standart olmalı. Büyükşehir'in hayata geçirdiği birçok projede bizim görüş ve önerilerimiz vardır. Yakın zamanda ilan edilmesini beklediğimiz Yat Limanı Projesi'nde çok büyük emek verdik. Bize gelmiş haliyle bizden çıkmış hali arasında çok fark var. Bunun yanı sıra Konyaaltı Sahil Projesi'nin kullanım planı olması gerektiği önerisinde bulunduk. Bunun dışında bizim en baştan bu yana muhtarlıkların iyileştirilmesi için önerilerde bulunduk. Proje hazırladık, gündem oluşturduk ve bu uygulama Türkiye'ye örnek oldu. Bu ülkemizin her ilinde olması gereken bir uygulamalar.

Kaleiçi'nin durumu da son günlerde sıklıkla tartışılıyor. O bölgedeki esnaf zor günler geçiriyor. Bununla alakalı bir öneriniz oldu mu ya da olacak mı?

Kaleiçi şu an Antalya'nın kanayan yarası. Biraz önce de söylediğim gibi yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacak bir proje var. Yat Limanı Projesi. Bizim önerilerimizle şekillenen bir proje olduğunu söylemiştim. Hayata geçtiğinde sadece yat limanına değil, Kaleiçi ve Cumhuriyet Meydanı'na hayat verecek. Böylelikle sorunlar çözüme kavuşmuş olacak. Ancak Kaleiçi'nde radikal kararlar alınmalı ve uygulanmalı. Konaklama mı olacak yoksa eğlence mekanları mı. Buna bir karar verilmeli. İkisi aynı anda olmuyor. Binaların altlarında insanların içki içmesi de bana göre son derece yanlış. Birileri eğlenirken o binada yaşayan insanlara rahatsızlık veriyor. Bunun da önüne geçilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Konyaaltı Sahil Projesiyle alakalı çok farklı görüşler var ve zaman zaman büyük tartışmalar yaşanabiliyor. Sizin düşünceniz nedir projeyle ilgili?

Biz, Konyaaltı Sahil Projesi'nde Mimarlar Odası'yla görev aldık. O projesinin yapılmasından yanayız. Zamanında da beach park çok iyi yapılmıştı ancak sonrasında denetimler yapılmayınca kötü bir hal aldı. Önemli olan sonrasında takibini yapmak. Bunların önüne geçilmesi lazım. Bunun için alan kullanım planı önerisinde bulunduk Büyükşehir Belediyesi'ne. Geçen ay meclisten geçti. Takip ediyoruz. Dünyanın en iyi projesini yapsanız bile devamında takip etmezseniz ve yaptırım uygulamazsanız yine eski haline geri döner.

Antalya Kent Müzesi'nin yürütücülüğünü yapıyorsunuz. O proje ne durumda?

Antalya Kent Konseyi'nin önermiş olduğu bir projeydi. Tabii hayata geçme süreci çok gecikti. Bu zamana kadar hayata geçirilmesi gerekiyordu. Ancak siyasal değişimler bunun önüne geçti diyebiliriz. Ve bu dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Türel'in Kent Konseyi'ne yaptığı ziyarette müze çalışmalarını bizim yapmamızı istemesinden sonra harekete geçildi. Yürütme kurulu bunu kabul etti. Kent Konseyi'nden 3 işi belirlendi. Büyükşehir'den de 2 kişi belirlendi. 5 kişilik bir yönetim kurulu oluşturuldu ve süreç bu şekilde ilerliyor. Tamamen politikalar burada belirleniyor, kararlar burada alınıyor, uygulamayı belediye yapıyor. Çok iyi bir işbirliği var. Konseptine baktığınızda dünya standartlarında bir müze olacak. Şehrin kalbinde, Antalya halkının katkılarıyla gerçekleştirilmesi çok önemli. Bizi asıl heyecanlandıran bu. Bu boyutu bizi daha çok teşvik etti. Başkan Türel'e teşekkür ediyoruz. Biz, aslında bir projenin uygulama aşamasında olmayı çok istemeyiz, öneride bulunuruz. Ama bu projenin içerisinde yer aldık. Bu şehirde yapılması gereken projelere her zaman destek veriyoruz. Hedefimiz 2018 sonbahardı ama birkaç aylık bir sarkma olabilir. En geç 2019'un başında Antalya Kent Müzesi açılmış olur.

Son olarak Türkiye genelinde kadın yöneticiler daha az ve siz Kent Konseyi'nin başındasınız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de yaklaştı. Birkaç kelime söyleyebilir misiniz?

Toplumu kadın ve erkek olarak ikiye bölen bir yapıda değilim. Önemli olan bu süreci götürmekte. Başarmak için kadınlar kendine güvenmesi gerekir ve toplumun 'kadındır seçmeyelim' görüşünün olduğunu sanmıyorum. Ben başkan seçilirken yüzde 70'inin erkek olduğu bir grupta başkan seçildim ve tamamının desteğini aldım. Kadının yönetim birimlerinde yer almasının kendine olan güveniyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Madalyonun diğer yüzüne bakıyorum. Bu sorunun farkındalığı bugün ortada. Günümüzde kadın sorunlarını dile getirmek, olumsuzlukların aşılmasında sadece kadınların bağırması yeterli değil. Toplum tamamı bilinçlenmeli.

'DAHA İYİ BİR ANTALYA'

'Bu kent hepimizin ve hepimizin katkısına ihtiyaç duyuyor Antalya. Hepimizin daha kaliteli, daha sorunsuz bir kentte yaşamak için sorumluluklarımızı bilmeliyiz. Yerel yöneticiler de bu doğrultuda adımlarını atmalı. Her geçen süreç işbirliğinin arttığını görüyoruz. Sadece büyükşehir değil ilçelerdeki belediyelerle de ortak çalışıyoruz.Daha iyi bir Antalya herkesin hedefi.' (Abdullah ÖZKAN)