Antalya Arkeoloji Müzesi’nin kapatılmasına karşı tepkiler büyüyerek devam ederken, eylemlerin 18. gününde müze önü bu kez dans, mimarlık ve çocuklara özel masallarla renklendi. Etkinlik, Akdeniz Serbest Mimarlar Derneği’nin (Akdeniz SMD) yaptığı basın açıklamasıyla başladı.
Dernek başkanı mimar Ali Olgu Ceylan, müzenin yalnızca bir sergi alanı değil, aynı zamanda Antalya’nın belleğini taşıyan simgesel bir yapı olduğunu vurguladı. Ceylan, “Bizler Akdeniz SMD olarak Antalya Arkeoloji Müzesi’nin mimari ve tarihi önemini ilk vurgulayan kurumlardan biriyiz. Çünkü bugün burada yalnızca bir binayı değil; şehrimizin hafızasını, kültürünü ve geleceğini savunmaktayız” dedi.
‘BU YAPI, MİMARİ BİR MÜCEVHER KUTUSUDUR’
Ceylan, müzenin 1950 sonrası Türk mimarlığında önemli bir yer tutan Tekeli-Sisa Mimarlık Ofisi tarafından tasarlandığını hatırlattı. Müzenin tasarımcısı Doğan Tekeli’nin sözlerine atıfta bulunarak; ‘Bu yapı Türk mimarlığının belgesel niteliğindedir’ Sadece modern müzeciliğimizin öncüsü değil, aynı zamanda geçmişle gelecek arasında köprü kuran eşsiz bir simgedir” dedi.
Mimari değerinin ötesinde, müzenin kamusal bir hafıza mekanı olduğunu belirten Ceylan, “Bahçesi, avluları ve sergi alanlarıyla adeta kıymetli eserleri koruyan mimari bir mücevher kutusu gibi tasarlanmıştır” diye konuştu.
ULUSAL YARIŞMA ÇAĞRISI YİNELEDİ
Dernek olarak uzun süredir bu yapının korunması için çaba gösterdiklerini belirten Ceylan, “2024’ten bu yana hem yerel hem ulusal ölçekte bu yapının korunması gerektiğini gündemde tuttuk. En önemli adımlardan biri, 24 Nisan 2025’te gerçekleştirdiğimiz ‘Antalya Müzesi’ni Yeniden Düşünmek’ başlıklı paneldi” dedi.
Bu panelin, mimarlık tarihi ve koruma alanında uzmanları bir araya getirerek, hem kamuoyunun hem de karar alıcıların dikkatini yapının önemine çektiğini söyleyen Ceylan, yapılan tescil başvurularının reddedilmesine rağmen mücadelelerinin süreceğini belirtti.
Ayrıca 21 Temmuz’da müzenin korunmasını merkeze alan bir mimari proje yarışması açılması için çağrı yaptıklarını hatırlatan Ceylan, “Yarışma önerimiz sadece yıkıma karşı bir duruş değil; yapının geleceğini yaratıcı ve katılımcı fikirlerle yeniden düşünmeye davettir. Antalya Müzesi, 20. yüzyıl Türk mimarlığından gelecek kuşaklara bırakacağımız en önemli kültürel miraslardan biridir. Bu miras yıkılarak değil, korunarak yaşatılmalıdır” ifadelerini kullandı.
TANGO DANSIYLA GELEN COŞKU
Basın açıklamasının ardından müze önünde bu kez dans konuştu. Antalya’nın çeşitli dans topluluklarından gelen sanatçılar, tango gösterileriyle müzenin kapatılmasına karşı durdu. Kültürün bir başka alanından gelen bu sanatçılar, dans aracılığıyla kültürel mirasın yok sayılmasına itiraz etti. Dansçılar, müze önünde sergiledikleri performansla izleyenlere unutulmaz anlar yaşattı. Seyircilerden büyük alkış alan dans, yıkılmak istenene karşı dimdik duran bir başka kültür biçimiydi.
MASAL DİNLETİSİYLE MİNİKLERE ÖZEL KAPANIŞ
Etkinliğin son bölümünde ise çocuklara yönelik masal dinletisi gerçekleştirildi. Masal anlatıcıları Gizem Başboğa ve Berna Evren, tiyatral anlatımlarıyla miniklere eğlenceli ve eğitici bir akşam yaşattı. Çocukların ilgisini çeken masallar, müze önünde geleceğin sanatseverlerine umut dolu bir mesaj verdi.