Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Antalya Temsilcisi Yiğit Pertev, sözleşmeli öğretmenlerin sorunları ile ilgili konuştu. Pertev, çoğu sözleşmeli öğretmenin kazandığı ücretin yetmediğini belirterek 'Öğretmenler ek iş yapmak zorunda kalıyor' dedi.
  • Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

    İsmim Yiğit Pertev. 2014 yılında Akdeniz Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden mezun oldum. Mezun olmadan önce formasyon aldım. Dolayısıyla mezun olduktan 1-2 yıl sonra öğretmenliğe başladım. Yaklaşık beş yıldır öğretmenlik yapıyorum. Beş yıldır da toplam sekiz farklı kurumda çalışmak zorunda kaldım. Şu anda iki farklı kurumda birinde üç gün diğer günler ise diğer kurumda çalışıyorum.
  • Ücretli öğretmenlik yaparken de tarz sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

    Sözleşmeli olarak belirli sürelerde çalıştığımız için yılsonunda işsiz kalma sorunu ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu da işsiz kalma kaygısı yaratıyor. Haliyle bu kaygılarla yaşarken eğitim vermek de çok kolay olmuyor. Bununla birlikte birçok arkadaşımız ya asgari ücrete ya da asgari ücretin altına ücrete çalışmak zorunda kalıyor. Ben de onlardan biriyim dolayısıyla tek bir yerde çalışmak yerine birkaç kurumda çalışıp para kazanmak zorunda kalıyoruz. Ya da bazı arkadaşlar tek bir kurumda çalışıyor ama dersten sonra farklı işler yapmak durumunda kalıyor. Birçok arkadaşımız garsonluk da yapıyor bulaşık da yıkıyor. Bununla birlikte çok fazla mobbingle karşılaşıyoruz. Dönem içerisinde kalıplaşmış öğretmen sitilin dışına çıktığımız her an mobbingle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum iş görüşmesinde başlıyor.

  • Kadrolu öğretmenlerle iletişim problemi yaşıyor musunuz?

    Ben dershanelerde çalışıyorum. Biz de de sözleşmeli ya da yarı sözleşmeli durumu söz konusu. Fakat okullarda sözleşmeli olarak çalışan öğretmenlerimiz kadrolu olan öğretmenler tarafından yeterli bilgiliymiş gibi görünmüyor. Bu durumu çok genellemek istemem ama orada da ayrı bir rekabet ortaya çıkıyor. 'KPSS'ye girmişsin atanamamışsın demek senin yeterli bilgin yok' gibi anlayışla karşılaşabiliyoruz.
  • Antalya'nın enflasyonu Türkiye enflasyonun üzerinde. Kiraları birçok şehirden daha yüksek. Siz Antalya'da yaşadığınız için bölgesel sorunlar yaşıyor musunuz? Kadrolu öğretmenlerden daha az maaş aldığınızı düşünürsek ekonomik sıkıntılarla nasıl baş ediyorsunuz?

    Biz sendikal olarak bir mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi verirken taban maaş talebimiz var. Kamuda çalışan öğretmenin dengi kadar maaş almak istiyoruz. O da yetersiz ama biz asgari ücret için mücadele verir hale geldik. Önümüzdeki ay asgari ücretin artması bekleniyor. Birçok kurum aradaki farkı elden geri verin söylemlerine başladı. Zaten aldığımız para enflasyon karşısında eriyip gidiyor. Antalya'da yaşamak ekstra zor. Bu yüzden daha çok çaba göstererek farklı işler yapmak zorunda kalıyoruz. Ama o da yeterli olmuyor. Hep çalışmak zorundayız. Ayrıca burada ulaşım çok sıkıntı. Dershanelerde yol ve yemek ücreti yok. Aldığımız ücret düşük olduğu için ve öğretmen statüsünde olmadığımız için toplu taşımayı ücretsiz faydalanamıyoruz. Sadece hayatta kalabiliyoruz.
  • Sendika olarak talepleriniz neler?

    Az önce de belirttiğim gibi taban maaş talebimiz var. En azından mesleğe yeni başlayan öğretmenlerimizin belirli bir taban maaşı olur. Biz asker ücret alıyoruz diyoruz ama mesleğe yeni başlayan öğretmenler çok daha komik rakamlar alıyorlar. Sözleşmelerin kaldırılıp belirsiz süreli sözleşmeyle geçilmesini istiyoruz. Bunların bir an önce yok olmasını istiyoruz. Mobbinge karşıyız. En büyük sorunumuz ekonomik temelli.
  • Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

    Özellikle taban maaş vurgusunu her yerde yapıyoruz. 30 Ağustos'ta Ankara buluşması yapmıştık. Orada da bir polis şiddeti ile karşılaştık. Sonrasında bir kamuoyu oluştu. Partilerden bir destek oluştu. Son olarak taban maaş talebimizi her geçen gün büyütüyoruz. Bizim olanı, bizden alınanı geri istiyoruz. Bununla birlikte belirli süreli sözleşmelere, mobbinge, esnek çalışma saatlerine ve mesleğimizdeki güvencesizliğin bir an önce son bulmasını istiyoruz. RÖPORTAJ/Dilan ERAY