Hangi yönden baktığına bağlı, yürüyeceğin yol ve yaşayacağın duygu.

Ve zamanla, yürüyeceğin yol ve yaşayacağın duygu değişebilir.

Bir çukurun kenarında bir insan görürsün, yaklaştıkça çukurun içinde de bir insan olduğunu fark edersin.

Üstteki insan onu yukarıya mı çekiyor, yoksa içerideki insan onu aşağıya mı çekiyor?

Belki de üstteki insan, onu yukarıya çekermiş gibi yapıyor, aşağıdaki ona tüm varlığıyla inanırken.

Aşağıdaki ise üstteki tüm gücüyle inanıp ona yardım etmeye çalışırken aslında aşağıda kalmak istiyor olabilir mi?

Ya da belki de her ikisi de aşağıda kalmak istemiyordu ve biri diğerinin üzerine basıp yukarıya çıkmasına yardım etti, şimdi de yukarıya çıkanın kendini de çıkarmasını mı bekliyor?

Belki de sadece canları sıkılmış ve durduk yere hayatlarına heyecan katıyorlar, kim bilir...

Herkese hak ettiğini vererek, verdiği sözü tutarak, yol yürüdüğü insanı geride bırakmadan yürümek herkesin harcı değildir.

Düşeni yerden kaldırmak, ihtiyacı olana el uzatmak, gücü yettiğince herkese yardım etmek herkesin yapmayı tercih ettiği erdemler değildir.

Tüm bunları yaparken değişmek, kendini geliştirmek, her insandan bir şeyler öğrenmek, öğrenirken örnek olmak ender özelliklerdendir.

Hatasını kabul etmek, gerçeğin peşine düşmek, doğruda ısrar etmek, kazandığı paranın her kuruşunu hak etmek de toplumda ancak mercekle bakıp bulacağınız durumlardır.

Her gün uyandığımız andan itibaren seçimler yapmaya başlıyoruz. Çoğu zaman seçim yapmayarak da seçimler yapıyoruz. Seçim yapmıyoruz dedim; çünkü otomatik pilotta gibi şuursuzca yaşıyoruz ve bunun farkında bile değiliz. Yediğimiz yemekten gerçekten zevk almıyoruz, havanın tenimize değişini gerçekten hissetmiyoruz, kulaklarımız ne duyduğunun gerçekten farkında değil, ne hissettiğimizin bile farkında değiliz. Otomatik pilottan çıktığımız an yaşamaya başlıyoruz ve bu anlar o kadar az ki. İstediği şey için çabalayan, yaşadığını gerçekten hisseden, başkalarına dokunan, bilinçli seçimler yapan insanların sayısı o kadar az ki.

Yıllardır nadasa bıraktığı tembelliğini zihninin topraklarından temizleyen, hayallerini ektiği o verimli toprakları emekleriyle çapalayıp alın teriyle sulayan insan, patlayıp tomurcuklanan her bir filizle daha da tutkuyla çalışır. Zihninin tarlalarını çorak bırakmaktansa, tarlaları renk renk çiçek, çeşit çeşit ürünle dolu olan insanlara selam olsun.