Depremde yakınlarını kaybeden kadın çocuklarını yanından ayırmıyor
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde Adıyaman'da annesi ve 3 kardeşini kaybeden 2 çocuk annesi kadın, üzüntüden artık gözyaşlarının akmadığını söyledi. Annesi ve ağabeyini enkazda sarılmış şekilde bulduğunu dile getiren acılı kadın, deprem olur diye iki çocuğunu okula gönderemediğini kaydetti
'Işıktan sonra çığlıklar gelmeye başladı'
Yaşadıklarını üzüntüyle anlatan Gülbahar Yılmaz, deprem anında hemen uyandığını eşi ve çocuklarıyla kendilerini dışarı attıklarını söyledi. Dışarıda kar yağdığını ve çok soğuk bir hava olduğunu hatırlatan Yılmaz, 'Ayakta zor duruyorduk, düştük kalktık sürekli. Var gücümüzle kendimizi dışarı attık. Bahçede bir asma ağacı vardı, ona tutunduk, depremin bitmesini bekledik. Deprem durduğu an Adıyaman'da mor bir ışık gökyüzünü kapladı, o ışıktan sonra bir ses geldi ve ardından çığlıklar yükselmeye başladı. Sonra arabamıza bindik ama ayaz ve karanlık vardı. İkinci depreme ağabeyimin kurduğu tütün çadırında yakalandık. Hepimiz ellerimizi havaya kaldırıp dua etmeye başladık. O da geçti. Sürekli artçılar vardı' dedi.
'Artık gözümden yaş gelmiyor'
Kendi evinin 100 metre ilerisindeki ailesinin 3 katlı evinin yıkıldığını anlatan Yılmaz, 'Annem, iki ağabeyim, kız kardeşim enkaz altında kaldı. Evin etrafında isimleriyle seslendim ama ses gelmedi. Akrabaların yardımıyla bir kepçe geldi, ailemin yattıkları yeri gösterdim. Kıyamam, ağabeyim ranzanın üstünde yatıyordu, kolon üstüne devrilmişti. Annem, kardeşime sarılmış bir şekildeydi. Kıyamam onlara, cenazelerini güçlükle çıkardık. Artık gözümden yaş gelmiyor, ağlayamıyorum. Ailemi battaniyeye sarılı şekilde defnettik. Sonra kardeşlerim aileleriyle farklı illere dağıldı, biz de Antalya'ya geldik. Artık orada duramadık. Burada yerleştiğimiz yurdun 3. katında kalıyoruz. İlk gün deprem olur diye hiç uyuyamadık. Sonra yavaş yavaş içimiz rahatlayınca uyuyabildik. Yurttaki kreşe çocuğumu götürdüm, korktum. 1 saat geçmedi, gittim aldım oğlumu. Yine deprem olur diye dayanamadım. Çocuklarımı sürekli yanımda tutmak istiyorum. 3 kardeşimi, annemi zaten kaybettim. Daha fazla acıya dayanamam' diye konuştu.
'Memleketimize döneceğiz'
Enkaz görmeye dayanamadığının altını çizen Yılmaz, 'Geri gitmek mecburiyetindeyiz, burada yapamıyoruz. Çocuklarım hasta, bronşit, buhar makinesi gerekli. Kıyafet, yiyecek getiriliyor ama bize ilaç, buhar makinesi lazım. Sürekli öksürüyorlar. Kızım okula gitti ama ben çok tedirgin oldum. Bir gün gönderdim, kızım ateşlendi ardından göndermedim. Yanımızdan ayrılmasını istemedim' ifadelerine yer verdi. İHA
Bunlar da ilginizi çekebilir